Xenakis, 1947 yılında inşaat mühendisliği alanında lisans derecesiyle mezun oldu. 1947 sonlarında Yunan hükümeti, solcu yönelimli eski direniş üyelerini tutuklamaya başladı. Xenakis, hayatı için korkarak saklandı. Babasının ve dostlarının yardımıyla Yunanistan'dan İtalya'ya kaçtı. Arkasında da Paris'e geldi. Bu durumdan hayatı boyunca utanmıştır ve müziğine de yansıtmıştır. Paris'te yasadışı bir göçmen olmasına rağmen, Xenakis Le Corbusier'in mimari stüdyosunda iş bulabilmişti. İlk başta mühendislik asistanı olarak çalıştı, ancak zaman içerisinde yükselmeyi başardı ve büyük projelerde Le Corbusier ile işbirliği yapmaya hızla başladı. Le Corbusier için çalışırken, Xenakis aynı zamanda armoni, kontrpuan ve beste okuyordu. Bu dönem hocaları ile anlaşmakta zorlandı. O zamanlar elektronik cihazları ve çok daha deneysel olanları bir şekilde kullanan veya deneyen Debussy, Béla Bartók ve Stravinsky'nin müziklerini inceledi. Xenakis, bir süre Darius Milhaud ile çalıştı ama bu da uzun sürmedi. Xenakis'in yolu Olivier Messiaen ile kesişti. Olivier Messiaen, yaşının genç olması ayrıca mimar olmasının ve özel matematik eğitimi almasının çok iyi bir donanım olduğunu ve müziğine yansıtması gerektiğini söyledi. Xenakis Messiaen'in sınıflarına 1951-53 yılları arasında düzenli olarak katıldı. Messiaen ve öğrencileri, ritm konusuna özel önem veriyor ve halk ezgilerine değer veriyorlardı.
1950'lerin sonlarında Xenakis yavaş yavaş sanatsal çevrelerde tanınmaya başladı. 1957'de Avrupa Kültür Vakfı'ndan ilk kompozisyon ödülünü aldı ve bir çok çalışmaya imza attı. 1959'da Le Corbusier'in atölyesinden ayrıldıktan sonra, Xenakis kendini kompozisyon ve öğretimle destekledi ve zamanının en önemli Avrupalı bestecilerinden biri olarak kabul edildi. Xenakis'in hayatından daha fazla detay için buraya tıklayabilirsiniz.
Persephassa, 1969'da Xenakis tarafından altı perküsyoncu için bestelenen bir eserdir. Eser, Radiodiffusion Télévision Française Ofisi (ORTF) ve Şiraz-Persepolis Sanat Festivali için ortak bir sipariş idi. O yıllarda İran farklı bir rejim ile yönetiliyordu ve hayat çok daha farklıydı tabii ki. Bu dönemde bu yazdıklarım eminim ki hayal gibi geliyordur. Eserin ismi tanrıça Persephone / Proserpina'nın isimlerinde geliyordu. Xenakis tabii ki, "Persepolis" kelimesinin yanında "Perseus", ve "Perceval" dan yararlanarak Persephassa ismini türetmişti. Eserin prömiyeri Les Percussions de Strasbourg topluluğu tarafından yapıldı.
Persephassa, etkisinin büyük bölümünü izleyicilerin etrafına yayılmış altı vurmalıdan alıyor. Mekanın bir müzikal parametre olarak ele alınması, özellikle 1960'ların ortalarından sonlarına kadar olan eserlerinde, Xenakis'in müziğinin en önemli noktalarından biridir. Performans alanını bu şekilde kullanmanın dramatik etkisi, aksan veya taklit ritimlerin topluluk etrafında geçirildiği parça boyunca birçok geçişte belirgindir. Vurmalı çalgılar, sirenler, marakaslar ve çakıl taşları dahil olmak üzere, parça boyunca davullar, tahta bloklar (simantralar), ziller ve gonglar içeren bir dizi çalgılar ve ses efektleri kullanırlar. Tüm bunlar yine önemli bir Xenakis bestesi olan Pléïades'te karşımıza çıkmıştır. Ayrıntıları burada daha önce yazmıştım.
Eser yaklaşık 26 dakika civarında sürdüğü için farklı eserlerin toplandığı albümlerde bulunabiliyor. Ben yukarıda kapağını görebileceğiniz; Xenakis seçkisi içerinden dinliyorum. Albüm içeriğinde ayrıca Dämmerschein ve La Déesse Athéna bulunuyor. Ayrıca daha sonra ele alacağımız bir besteci olan Edgard Varèse'ten Amériques'de bulunuyor içerikte.
Yorumlar
Yorum Gönder