Iannis Xenakis - Yaşam Hikayesi


Iannis Xenakis (29 Mayıs 1922 - 4 Şubat 2001) Rumen, Yunan, Fransız asıllı besteci, müzik teorisyeni, mimar ve mühendis. 20. yüzyılın klasik müziğinde devrim yaratmış önemli bir İkinci Dünya Savaşı sonrası bestecisi olarak kabul edilir.

Xenakis, set teorisi, stokastik süreçler ve oyun teorisi gibi müzikte matematiksel modellerin kullanılmasına öncülük etti ve aynı zamanda elektronik ve bilgisayar müziğinin gelişimi üzerinde de önemli bir figür oldu. Müziği ile mimariyi bütünleştirdi, önceden var olan alanlar için müzik tasarladı ve belirli müzik kompozisyonları ve performanslarıyla bütünleşecek mekanlar tasarladı.


En önemli eserleri arasında orkestranın her müzisyeni için bağımsız bölümler oluşturulmuş orkestral Metastaseis (1953–54) ; Psappha (1975) ve Pléïades (1979) gibi perküsyon çalışmaları; Terretektorh (1966) gibi seyirciler arasında müzisyenleri dağıtarak mekansallaştırmayı başlatan besteler sayılabilir.  Xenakis'in UPIC sistemi (bir nevi bilgisayar tabanlı müzik enstrümanı gibi düşünebilirsiniz)  kullanılarak oluşturulan elektronik çalışmalar ve büyük multimedya performansları Xenakis polytopes'leri olarak adlandırdı.


Yazdığı sayısız teorik yazı arasında, Biçimsel Müzik: Düşünce ve Matematik Kompozisyon (Fransız baskısı 1963, İngilizce çeviri 1971) kitabı en önemlilerinden biri olarak kabul edilir. Bir mimar olarak Xenakis, ilk olarak Le Corbusier ile erken dönem çalışmasıyla tanınır: iki mimarın işbirliği yaptığı Sainte Marie de La Tourette ve Xenakis'in kendisi tarafından tasarlanan Expo 58'deki Philips Pavyonu. Pavyonun erken dönem eskizi aşağıda görülebilir.



Xenakis Romanya'nın Braila şehrinde doğdu. Yunan işadamı olan Klearchos Xenakis'in en büyük oğluydu. Ailesi müzikle ilgiliydi ve genç Xenakis'i müzikle tanıştıran annesi idi. Xenakis'in beş yaşında iken annesinin erken ölüm, kendi deyimiyle, geleceğin bestecisini “derinden yaratan” bir travmatik deneyimdi. 1932'de Yunanistan'ın Ege adası Spetsai'de bir yatılı okula gönderildi. Okulun erkek korosunda, Palestrina'nın eserlerini ve Mozart'ın Requiem'inin de arasında olduğu bir çok eseri ezberledi. Aynı zamanda Xenakis nota ve solfej üzerinde çalıştı ve Yunan geleneksel ve kutsal müziğini öğrenmeye başladı.

1938'de Spetsai okulundan mezun olduktan sonra Xenakis, Atina Ulusal Teknik Üniversitesi'nde giriş sınavlarına hazırlanmak için Atina'ya taşındı. Mimarlık ve mühendislik eğitimi almasına rağmen, müzikte uyum ve karşıtlık dersleri de aldı. 1940'da sınavları başarıyla geçti, ancak çalışmaları 28 Ekim 1940'da İtalyan işgali ile başlayan Greko-İtalyan Savaşı tarafından kısa kesildi. Yunanistan savaşı sonunda kazanmasına rağmen, Alman ordusunun İtalyanlar'ın saflarında savaşa katılması uzun sürmedi.  Xenakis, savaş sırasında erken dönemlerde Ulusal Kurtuluş Cephesine katıldı, kitlesel protesto ve gösterilere katıldı ve daha sonra silahlı direnişin bir parçası haline geldi. Bu silahlı direniş olayı, Xenakis'in yaşamın sonuna kadar tartışmayı reddettiği acı verici bir deneyimdi. Savaş sonrası bu kez Yunan İç Savaşında rol aldı. İngiliz tanklarına karşı verilen sokak savaşında yer aldı. Bir tank patlamasından gelen şarapnel, yanağını ve gözünü yaralandı ve yüzünde şekil bozukluğu gibi kalıcı bir sorun bıraktı.  Xenakis'in ölümden kurtulması bir mucize olarak görülür...


Xenakis, sonunda 1947 yılında inşaat mühendisliği alanında lisans derecesiyle mezun oldu. 1947 sonlarında Yunan hükümeti, solcu yönelimli eski direniş üyelerini tutuklamaya başladı. Xenakis, hayatı için korkarak saklandı. Babasının ve dostlarının yardımıyla Yunanistan'dan İtalya'ya kaçtı. Arkasında da  Paris'e geldi. Bu durumdan hayatı boyunca utanmıştır ve müziğine de yansıtmıştır. Düşüncelerini şöyle ifade eder;

Yıllarca uğruna savaştığım ülkeden ayrıldığım için suçluluk duydum. Arkadaşlarımı terk ettim, hapishanelerde, bazıları öldü, bazıları kaçmayı başardı. Onlara borçlu olduğumu hissettim ve bu borcu geri ödemek zorunda kaldım. Ve bir görevim olduğunu hissettim. Yaşama hakkını kazanmak için önemli bir şey yapmalıydım. Sadece bir müzik meselesi değildi, daha önemli bir şeydi. 

Paris'te yasadışı bir göçmen olmasına rağmen, Xenakis Le Corbusier'in mimari stüdyosunda iş bulabilmişti. İlk başta mühendislik asistanı olarak çalıştı, ancak zaman içerisinde yükselmeyi başardı ve büyük projelerde Le Corbusier ile işbirliği yapmaya hızla başladı. Bunlar arasında Nantes (Rezé) apartman bloğunun çatısında bir anaokulu,  Hindistan'ın Chandigarh şehrinde hükümet binaları, Sainte Marie de La Tourette'in "dalgalı cam yüzeyleri" yer alıyordu. Xenakis'in edindiği tecrübe müziğinde önemli bir rol oynamıştır: Metastaseis B (1953-54) gibi önemli erken dönem eserleri  doğrudan mimari kavramlara dayanmaktadır.

 Le Corbusier için çalışırken, Xenakis aynı zamanda armoni, kontrpuan ve beste okuyordu. Bu dönem hocaları ile anlaşmakta zorlandı. O zamanlar elektronik cihazları ve çok daha deneysel olanları bir şekilde kullanan veya deneyen Debussy, Béla Bartók ve Stravinsky'nin müziklerini inceledi. Xenakis, bir süre Darius Milhaud ile çalıştı ama bu da uzun sürmedi. Xenakis'in yolu Olivier Messiaen ile  kesişti.  Olivier Messiaen, yaşının genç olması ayrıca mimar olmasının ve özel matematik eğitimi almasının çok iyi bir donanım olduğunu ve müziğine yansıtması gerektiğini söyledi. Xenakis Messiaen'in sınıflarına 1951-53 yılları arasında düzenli olarak katıldı. Messiaen ve öğrencileri, ritm konusuna özel önem veriyor ve  halk ezgilerine değer veriyorlardı.

Xenakis'in 1949–52 arası kompozisyonları çoğunlukla, Yunan halk melodileri, Bartók, Ravel ve diğerlerinden esinlenmiştir. Messiaen ile çalışmaya başladıktan sonra da serialism'i keşfetti ve çağdaş müziği derinlemesine kavramaya başladı. Bu dönemde Messiaen'in öğrencilerinden bir tanesinin Karlheinz Stockhausen olduğunu da unutmadan eklemek isterim. Messiaen'in serialism'i öğretileri Xenakis'in ilk büyük ölçekli çalışması olan Anastenaria'nın (1953-54) büyük ölçüde etkilemişti. Eski bir Dionysian ritüeline dayanan koro ve orkestra için bir hazırlanmış bir besteydi. Üç bölümlü Metastaseis'in üçüncü kısmı genellikle bestecinin ilk olgun eseri olarak kabul edilir ki Messiaen'in etkisi büyüktür.

1953'te Xenakis, 1950'de tanıştığı gazeteci ve yazar Françoise Xenakis ile evlendi. Daha sonra bir ressam ve heykeltıraş olacak olan kızları Mâkhi, 1956'da doğdu. 1954'ün sonlarında, Messiaen'in desteğiyle, Xenakis, Groupe de Recherches de Musique Concrète'a kabul edildi, Pierre Schaeffer ve Pierre Henry tarafından kurulan bu kuruluş elektronik müzik konusunda araştırma ve eğitim veriyordu. Bu dönemde Metastaseis'in çalınması konusunda desteğini teklif eden şef Hermann Scherchen ile tanıştı. Her ne kadar işler istendiği şekilde ilerlemese de bu ikilinin ilişkisi son derece önemliydi.

1950'lerin sonlarında Xenakis yavaş yavaş sanatsal çevrelerde tanınmaya başladı. 1957'de Avrupa Kültür Vakfı'ndan ilk kompozisyon ödülünü aldı ve bir çok çalışmaya imza attı. 1959'da Le Corbusier'in atölyesinden ayrıldıktan sonra, Xenakis kendini kompozisyon ve öğretimle destekledi ve zamanının en önemli Avrupalı ​​bestecilerinden biri olarak kabul edildi.


Özellikle bilgisayar destekli kompozisyon alanındaki müzikal araştırmasıyla tanındı. 1949'da Equipe de Mathématique ve Automatique Musicales (EMAMu) 'yı kurdu 1967-72'de Indiana Üniversitesi'nde ders verdi ve burada da özel bir stüdyo kurdu. Gerek Fransa'da gerekse de Amerika'daki bu stüdyolar yenilikçi elektronik müziğin gelişiminde önemli roller oynayacaktı. Xenakis bu dönemlerde müzik üzerine bir dizi makale ve deneme yazmıştır. Bunlardan Musiques formelles geniş kitlelere ulaşmış ve üzerinde bolva tartışma olmuştu. özellikle biliniyordu. Stokastik süreçlerin uygulamaları, oyun teorisi ve bilgisayar programlaması ile müzik ile alakalı metinleri genişletilerek Formalized Music: Thought and Mathematics in Composition adıyla İngilizce yayınlandı.

Xenakis, tamamladığı son çalışmalarını, perküsyon solist ve oda orkestrası için yazdı. Eserin adı "O-mega" idi ve 1997'de tamamladı. Sağlığı yıllar içinde giderek daha da kötüleşti ve 1997'den sonra çalışamaz hale geldi. Bu durumda geçen 4 yılın ardından vefat etti.


Müzik kompozisyonuna, matematik, istatistik ve fizik teoremlerini karıştırmaya başlayan Xenakis hiç olmayacak şeyleri müziğinin teorik kısmına dahil edebiliyordu. Gazların statik mekaniği teorilerini "Pithoprakta"da bir düzlemde noktaların istatistiksel dağılımını Diamorphoses'te kullanmıştı. Bu örneklerin ardı arkası kesilmeyecekti ancak bunlar başka bir yazının konusu olacak. Elektroakustik bileşimler, Xenakis'in eserlerinde yine önemli bir etkiye sahiptir. 1970'lerde grafiksel görüntüleri müzikal sonuçlara çevirebilen UPIC adında bir bilgisayar sistemi tasarladı. Xenakis aslen bir mimar olarak eğitilmişti, bu yüzden arborescences adını verdiği çizimlerinin bazıları, hem organik biçimlere hem de mimari yapılara benziyordu. Bu çizimler, ses sentezi süreci için gerçek zamanlı komutlar olarak UPIC tarafından yorumlanabilecek çeşitli eğriler ve çizgilere sahipti. Böylelikle çizim bir kompozisyon haline getirilebilir oluyordu. Mycenae-Alpha, UPIC kullanarak mükemmelleştirildiği eserlerinden ilki idi.

Yorumlar