Bergama: Bir Müzik Yolculuğu


Bergama, İzmir'e oldukça yakın küçük ama şirin bir ilçe. İlçe merkezinde dolaşınca, temiz ve düzenli olduğunu fark ediyorsunuz. Eski binaların korunmuş olması, son yıllarda yapılmış ve yapılmaya devam eden restorasyonlar ile sokaklarda gezerken insan kendisini mutlu hissediyor. Son yıllarda ülkemizde restorasyon deyince hafif bir korku yaşamanız doğal, ancak merak etmeyin Sünger Bob (1) restorasyonu tarzı bir facia yok benim gördüğüm kadarı ile.

Bergama tarih boyunca bir çok önemli uygarlık tarafından verilmiş eserlere ev sahipliği yapıyor. İlk aklıma gelen tabii ki antik dönemin önemli sağlık merkezlerinden Asklepion. Bu arada aklıma geldi, Bergama'da ilerleyen senelerde bir tıp fakültesi açılması lazım. Antik dünyanın en önemli sağlık merkezlerinden bir tanesinde binlerce yıl sonra geçmişin ayak izlerini takip ederek yetişen doktorlar, kulağa gerçekten harika geliyor. Mecmua'nın gezelim görelim tarzı bir konsepti olmadığı için bu konuları işin uzmanları olan gezi bloglarına bırakalım.


Son olarak ulaşım konusunda bilgi vereyim, ki bence bu önemli. Bergama'ya İzmir'den ulaşım çok kolay. Herhangi bir şekilde şehir içinde raylı sisteme ulaşıp Izban hattı üzerinden Aliağa'ya ulaşmanız yolculuğun birinci safhasını tamamlamanızı sağlıyor. Arkasından gayet konforlu belediye otobüsleri ile yaklaşık 45 dakikalık bir yolculuk sonrasında Bergama'ya ulaşabiliyorsunuz. Hal böyle olunca İzmir'den bir hafta sonu kaçamağı yapmamak için gerekçeniz kalmıyor. Saçma sapan alışveriş merkezlerinde vakit geçirerek kendinize eziyet edeceğinize, gidin Bergama ve diğer güzel ilçeleri ziyaret edin. Gözünüz gönlünüz açılsın, temiz hava alın ve önemli yerleri görün.

BerKM gerçekten son derece modern ve incelikli bir kültür merkezi. Fotoğraflara bakar mısınız...

Bergama Kültür Merkezi (BerKM)
Hemen her belediyenin bir kültür merkezi vardır bizim memlekette. Yalnız Bergamalılar gerçekten çok şanslılar. Şehrin ortasında müthiş bir işe imza atılmış ve kültür merkezi ismine yakışan bir "eser" sahibi olmuş Bergama. Daha ilk gördüğünüzde mimarisi ile nasıl yani diyeceğiniz BerKM, içerisine girdiğiniz zaman insanı kendisine hayran bırakıyor. Mimarisi, çevresindeki cıvıl cıvıl kafeleri, içerisindeki kütüphanesi, sinema salonları ve bana sorarsanız asıl konser salonu ile inanın etkileyici demek az kalır. Binanın derinlerine girildiğinde tiyatro atölyelerinden, sanatçıların dinlenebileceği alanlarına kadar müthiş bir kültür merkezine imza atılmış. Başta belediye başkanı Mehmet Gönenç olmak üzere, bu eserde kimlerin emeği geçtiyse buradan onları tebrik etmek isterim.

Bergamalı dostlarımız gerçekten şanslı. Bu arada kültür merkezi inşa etmekle iş bitmiyor, organizasyonlar ve konserler daha da önemli. Örneğin ilerleyen dönemlerde öyle bir tiyatro festivali geliyor ki, meraklıların kaçırmaması lazım. Ayrıca Uluslararası Bergama Kermesi adı altında gerçekten önemli bir organizasyona da el sahipliği yapıyor Bergama. Hani o duyduğumuzda bizi gülümseten 2. Uluslararası Geleneksel Portakalı Soydum Başucuma koydum vesaire festivalleri yapılır ya bizim memlekette bol bol, Uluslararası Bergama Kermesi aslında olması gereken tarzda bir festival. Şaka değil 80 küsür yıldan beri yapılıyor! Ama durun dahası da var...

Bergama Kolektif Hayalgücü Müzik Merkezi (BKHMM)
Asıl konumuza sonunda gelebildik. Kolektif Hayalgücü Müzik Merkezi belediyenin ve Sn. Mehmet Gönenç öncülüğünde ve sevgili Timuçin Şahin'in mihmandarlığında neredeyse 1 ay boyunca süren bir "şey" ama müthiş bir "şey".

Bu "şey" içerisinde müzik atölyeleri, paneller, müzik konuşmaları, eğitimleri ve çok daha fazlası var. Bu çalışmalar, Bergamalı müzisyenlerin kendisini geliştirmesi için çok önemli bir fırsat yaratırken, asıl heyecan verici olay Bergama Çocuk Müzisyenleri Kolektif'i adını verdikleri 7 ila 14 yaş aralığındaki çocukları kapsayan çalışmalar. Ufaklıkları müzik ile tanıştıran ve bana sorarsanız hayal güçleri ve yaratıcılıklarını bambaşka boyutlara taşıma aday çalışmalar.

 Kolektif Hayalgücü Müzik Merkezindeki çalışmalardan 

Tüm bu haftalar boyu süren çalışmalar ve etkinliklerde sadece Timuçin Şahin yok. Lukazs Zyta, Ben Van Gelder, Owen Hart Jr, Ali Perret, Enric Monfort, Halil Çağlar Serin, Matt Matthew Hall gibi müzisyenler, ses teknisyeni Alp Turaç, radyocu ve müzik yazarı Hülya Tunçağ ve bendeniz Hakan Cezayirli'de çalışmalara katılan isimler.

Şimdi bu isimleri liste halinde ekleyince tanımayanlar için etkisi azalıyor.  Ben Van Gelder, Hollandanın son dönemlerde dikkat çeken genç alt saksafoncularından bir tanesi. Davulcu Owen Hart Jr, Michael Moore Quintet albümlerinde gördüğümüz bir davulcu. Ali Perret yine hem akademisyen hemde piyanistliği ile tanıdığımız ve ülkemizde caz sahnesinin sevilen isimlerinden bir tanesi. Bu isimlerin oturduğunuz kentte konser haberini alsanız eminim ki cazsever bir çok okuyucumuz kalkıp konsere gider. Bergama'daki müzisyen arkadaşlarımız ve özellikle de çocuklar bu isimler ile müzik çalıyor ve onların deneyimlerinde yararlanıyorlar. Çok büyük delilik!

Yapılan olay gerçekten dünyada eşi benzeri olan bir şey olmadığı gibi ülkenin kültürel geleceği açısından karanlıkta bir umut mumu yakıyor. Bu çalışmalara katılan ufaklıklardan kaç tanesi müzisyen olur, kaç tanesini sahnelerde görürüz bunu bilmek mümkün değil ama bu çocukların hayata bambaşka bir pencereden bakacağı kesin.

En sonunda! 

Benim Bergama'ya gelme sebebim ise Kolektif Hayalgücü Müzik Merkezi'nin 8 haftalık çalışmasının ardından verilecek konserdi. Aslında çok daha önceden çalışmalara katılacaktım ancak 2017 senesi ailemiz üzerinden silindir gibi geçtiği için daha yeni yeni kendimize gelebiliyoruz maalesef. Aman neyse ne, geç olsun güç olması ve sonunda Bergama'ya bu müthiş çalışmaların bir parçası olabilmek için gelebildim. Aslında yine bir sürü terslik vardı ancak Timuçin Şahin bana minik bir video göndermişti, onu seyrettikten sonra iki elim kanda olsa yine kalkıp gitmeye karar verdim Bergama'ya. Dışarıdan bakıldığında birkaç saatlik bir yol ne var ki diyebilirsiniz ama bazen öyle zamanlar yaşanıyor ki, o birkaç saat bile önemli hale gelebiliyor.

Sonunda Bergama'dayım
Keyifli bir yolculuğun ardından Bergama'ya ulaştım. Kısa bir dinlenmenin ardından Timuçin Şahin ile Bergama merkeze indik. Harika bir öğlen yemeği -ki Bergama'da harika lokantalar var- biraz şehir gezmesinin ardından BerKM konser salonuna gittik. Salonun akustiği müthiş. Yaklaşık 300 kişilik bu salon ilerleyen zamanlarda canlı kayıtlar için kullanılabilecek kadar müthiş bir akustiğe sahip. Acayip şaşırdım.
Geleneksel konser olayları. Deneme 1-2-3...

Soundcheck ve mikrofon ayarlaması gibi süreçler müzisyen olmamama rağmen bir ölçüde vakıf olduğum şeyler ve karınca kararınca ekibe yardımcı olmaya çalıştım.

Timuçin Şahin ile mahalle arasında bir kahvede bürokratik işlerle uğraşırken :)

Arkasından küçük bir sohbet yaptık Bergamalı müzisyen dostlarımız ile. Yazmak, albümler ve müzik etrafında son derece keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Konser saati yaklaşırken genç arkadaşlar heyecanlanmaya başladılar. Artık inşaat yapmak istiyorlardı. Bu harika bir terim. Müzik yapmak ve çalışmak için kullanıyorlar bu terimi. Bende bundan sonra bol bol kullanacağım :)

BerKM dinleyiciler tarafından yavaş yavaş doldurulurken

Son kontrollerden sonra konser salonunun kapıları açıldı ve salon yavaş yavaş dolmaya başladı. Genç arkadaşlarımızı böylesine bir deneyimde yalnız bırakmayan herkese teşekkürler.

Şimdi Konser Zamanı
Şimdiye kadar yüzlerce konsere gittim. Müzik maceramda bana ışık olmuş, idolüm diyebileceğim müzisyenleri dinledim. Bir kısmını yazdım çizdim, sizler de okudunuz ama ben hayatımda böylesine etkilendiğim bir konser dinlemedim. Bergama Kolektif Hayalgücü Orkestrası seyrettiğim en etkileyici ve ilham verici performans olabilir.

İlk bölümde ufaklıklar sahne aldılar. Konsept her bir kompozisyonda bir ufaklığın "şef" olarak kontrolü eline alması ve kompozisyon temasının doğaçlama olarak geliştirilmesi olarak özetlenebilir. Müzisyenler, notaya bağlı kalmak -ki ufaklıkların nota bilgisine de vakıf olmadığını belirteyim- yerine el hareketleri ve minik fısıltılar ile kompozisyonu yavaşa yavaş geliştiriyorlar. Hemde ne geliştirmek. Çocuklar belki müziğe müzik tarihine bizim kadar hakim değiller ama hiç tanımadan hiç dinlemeden emprovize müziğe dair inanılması güç ve ulan doğru mu duyuyorum dediğim şeyler çalmaya başladılar. Xenakis ve John Cage'in ruhları oradaydı resmen. Sadece onlar mı?


Ufaklıklar eğlenerek, gözlerinde muhteşem parıltılar ile caz, avantgarde ve emprovize müzik çalıyor ve sahnede büyüdükçe büyüyorlardı. Bir an gözlerimi kapattığımda The Arkestra sahnede, başlarında Sun Ra, tüm müzisyenleri tek tek çalmaya davet ederken hayal ettim ve gülümsedim. Sonra bir an Ornette, Berberi müzisyenlerle beraber "Theme from a Symphony"den bölümler çaldı sanki. Italian Instabile Orchestra gözlerimin önünden geçti gitti, Braxton Creative Orchestra şöyle bir uğradı Bergama'ya, Globe Unity Orchestra sahneye bir çıktı bir kayboldu. Hakan hocam ne saçmalıyorsun diyebilirsiniz. Valla ben bunları yazıyorsam, siz düşünün durumu!


Sahnede ilk bölümde Hikmet Borucu yönetiminde "Bergama'nın Kuşları, Nisanur Koç yönetiminde Kristen, Esat Atacan yönetiminde "Yağmur Ormanları", Sertaç Borucu yönetiminde "Zeus", Neva Mart yönetiminde "Özgürlük" ve Furkan Özsaraç yönetiminde "Yaşasın Kolektif Doğaçlama" kompozisyonları çalındı. Tüm bunlar olurken sahnede davulcu Lukazs Zyta ve basçı Halil Çağlar Serin dışında profesyonel müzisyende olmadığını önemle belirtirim. Ufaklıklar abilerine uyum sağlayarak bir şeyler çalmaya çalışmadılar yani... Açıkçası kolaya kaçılmamıştı zaten performansı özel kılan şey tam buydu...


Konserin ikinci bölümünde ise  Kolektif Hayalgücü Müzik Merkezinde kurslara katılan amatör müzisyenler ve farklı meslek gruplarından daha önce müzik deneyimi olmayanlardan oluşan ikinci bir orkestra sahne aldı ve sırasıyla "Atmaca" "Asklepion" ve "Pergamon" kompozisyonlarını çaldılar. Tüm bu kompozisyonlar Bergama ve Ege havzasının zengin müzik geleneğinden esintiler taşıyor. Örneğin "Atmaca" kompozisyonu adını Bergama'nın Atmaca mahallesinden alıyor. Kursa katılan Atmacalı müzisyenlerin çaldığı bir melodi üzerine gelişen bu kompozisyon yine aynı şekilde büyük ölçüde sahnede şekillendi ve son halini aldı.


Beni etkileyen şeylerden bir tanesi ise  BerKM sahnesini dolduran dinleyicilerin son derece zorlu ve alışkın olmadıkları bir müzik maratonunu büyük bir merak içinde izlemesi ve sonuna kadar bu müzikal yolculuğun bir parçası olmaya çalışmasıydı. Geçmişten bugüne seyrettiğim emprovize müzik konserlerinde daha ilk notaları duyup arkasına bakmadan kaçmaya çalışan seyircileri düşündüğümde ortada alkışı hak eden bir durum olduğunu söylersem yanlış olmaz. Bu müzik kolay dinlenebilir bir müzik değil ama sahnedeki müzisyenlere saygı bence bunu gerektirir. Caz konseri varmış deyip iki satır okumadan konsere girip, daha ikinci notada kaçan "sözde" dinleyicilere bin kere tercih ederim bu durumu!

BKHMM katılım belgesi. Sağolsunlar beni de unutmamışlar...

Konserin sonunda Kolektif Hayalgücü Müzik Merkezindeki çalışmalara katılan herkese güzel düşünülmüş birer belge verildi. Belgeleri konseri de izleyen belediye başkanı Sn. Mehmet Gönenç verdi. Özellikle ufaklıklar çok hoşlandı bu durumdan. Timuçin Şahin'e de emprovize bir belge hazırladılar hatta. Bergama malumunuz parşömenin ilk ortaya çıktığı yer olarak anılıyor. Sahneye boş bir parşömen getirdiler ve tüm katılımcılar isimlerini yazdılar ve Şahin'in katılım belgesi hazırlanmış oldu.

Sn. Mehmet Gönenç ve müzisyen ufaklıklar. Fotğraflarda asık yüzlü insan olmaması dikkatinizi çekti mi...

Eh böyle konsere böyle başarı belgesi. Harika...

Aftermath 
Konser sonrasında  BerKM'de biraz vakit geçirip, Bergama Belediye'sinin sosyal tesislerinde yemeğe geçtik. Sn. Mehmet Gönenç'in misafiri olarak harika bir yemek yedik. Yahu bu arada biliyorsunuz siyasettir, bürokrasidir bu konularda yazı yazmam. Belediye başkanıdır, bürokrattır bizim memlekette asık suratlı, yüz yaşında, doğduğuna pişman tiplerdir çoğu zaman. En azından aklımıza gelen şey bu. Bergamalılar bu konuda şanslı. Belediye başkanı hem genç, hem güleryüzlü bir adam. Ufaklıklarla beraber vakit geçirmeyi de biliyor, bizlerle de. Gayet keyifle oturulup muhabbet ediliyor. Aradığımız, özlediğimiz şey bu işte. Darısı tüm memleketin başına. Sohbet muhabbet derken saatler geçti ve dinlemeye saati geldi tabii ki. Aslında ertesi günde özellikle müzisyen arkadaşlarla bazı programlar vardı ancak benim sabah erken saatlerde İzmir'e dönmem gerekti. Bir daha ki sefere inşallah...

Son Sözler 
İlk olarak Bergama harika bir yer ve İzmirli okuyucularımız yavaş yavaş radarlarına almaya başlasınlar bu güzel ilçeyi. İlerleyen senelerde kültür hayatımızda daha fazla duyacağımıza eminim Bergama'yı ve sonuna kadar da hak ediyorlar.


Gelelim müzik olayına ve Bergama Kolektif Hayalgücü Müzik Merkezine. Bu çok büyük bir olay ve dünyada bir eşi benzerinin olduğunu düşünmüyorum. Gerek kurslara katılanlar gerekse de müzisyen arkadaşlarımız nasıl bir olaya imza attıklarının ne kadar farkındalar bilemiyorum ancak müzik tarihine meraklı olan bir insan olarak emprovize müzik konusunda böyle bir vakaa'nın daha önce yaşandığı konusunda bir bilgim yok. Güney Amerika'da ve Kore'de özellikle klasik müzik konusunda evet benzer etkinlikler yapılmış ve yapılmaya devam ediyor. Ancak olay yaratıcı müziğe geldiğinde gördüğüm ve duyduğum şeylerin dünyada bir eşi benzeri olduğunu zannetmiyorum ve bu işin devamı da gelecek.

Sanırım bir müziksever olarak bundan sonra yapmamız gereken şey, bu oluşumu dünyada bu alana gönül vermiş insanlara tanıtmak ve belki de bir kayıt ile müzik tarihine bir katkı yapmak. İlerleyen günlerde o akşamdan videoları paylaşmaya çalışacağım. Emin olun çok ama çok şaşıracaksınız...

Emeği geçen herkese binlerce kez teşekkürler. Sizler sayesinde tarihi bir olaya şahit olduğum için kendimi çok şanslı addediyorum...


(1) Cenevizlilerden kalma 2000 yıllık Şile kalesinde yaşanan restorasyon faciasına sosyal medyada verilen ve cuk oturan isim.

Yorumlar