Venedik'te Vivaldi Ziyareti Bölüm III



İtalyan firma Manfrotto tarafından yapılan bir ışık standına denk geldim. Bu firmanın stantları dünyaca bilinir ve çok kalitelidir. Malzemelerimizi toplayıp Venediğe harekat etme vakti gelmişti. Geziyi fotoğraflayacak vaktim olmayacaktı o sebeple yetenekli fotoğrafçılık öğrencisi Francesca Lever’i organizasyonu fotoğraflaması için bizimle gelmeye davet ettim. Italyancası iyi olan eşim Françoise ile beraber yardımımıza Prometheus Audio’dan George Thomsen’de yetişti ve yola çıktık.


Vardığımızda orkestra halka açık konserden 2 saat önce mikrofon ve ses denemeleri için kurulum yapmama izin verdi. Bu da bana öğlenden sonramı Venedik'i gezerek geçirme fırsatı verdi. Gerçekten inanılmaz bir şehir ve daha yapmadıysanız sular altında kalmadan mutlaka ziyaret etmelisiniz.

Şimdi ekipmanı kurmaya sıra gelmişti. Değerlendirme makalelerinde kaç defa hoparlörleri 1-2 cm oynatarak seste korkunç farklar duyabileceğimizi okuduk. Aynı şey bir çift mikrofon içinde geçerli. Enstrümanlara çok yaklaşırsan akustik ortamdan kaybedilebilir. Ortam alanından çok uzaklaşınca da enstrümanlar ortamda yüzüyormuş gibi gelebilir. Fotoğraflardan da görebileceğinizi gibi, mikrofonların en iyi orta düzlemde, podyumun yaklaşık 50cm önünde ve klise zemininin 3 metrenin biraz fazlası yüksekliğinde olmasına karar verdim.


Mikrofonlar omni direksiyonel olmalarına rağmen hafif bir direksiyonelliğe de sahipler, o nedenle de mikrofonları 30 derece aşağıya doğru eğdim. Kullandığım kablolarda Schoeps’ti. 10 metrelik kablolarıda yapıları ve kaliteleri sebebiyle seçtim. Kabloları hazırlamak için bir hafta süreyle Nordost kablo hazırlama cihazıma bağladım, mikrofonların çıkışları oldukça düşük çünkü. Nagra Bwav formatında 24 bit 192Khz kayıt yapmaya ayarlandı ve Sennheiser kulaklıklarımı bağladıktan sonra başlamaya hazırdık. Kayıtta hiçbir limitör, sıkıştırıcı (compression) veya equalizasyon kullanılmadı.


Zirve kayıt seviyesine (peak recording level) dikkat etmek zorundaydım çünkü dijital sistemlerde aşırı yüklenen bilgileri geri almanın yolu yoktur. Ah o eski bant günleri! Seviyeler ayarlandı, Orkestra çaldı. Sahnede sekiz sanatçı var ve Dört Mevsimi çalınca iki ayrı kemancı, fotoğraflarda da göründüğü gibi, sırayla 2 mevsimi sahnenin ortasına çıkarak çaldılar. Sanatçılardan bir tansesi çalarken kayıtta da duyulacağı gibi sağa sola yaklaşık 1 metre kadar sallandı, buda bence performansın realitesine katkıda bulunuyor.


Harpiscord, oldukça düşük çıkışlı bir enstrüman olarak kendine ek bir mikrofondan fayda görebilirdi, sesi biraz yükselirdi, ancak iki mikrofonun kilit noktası kaydı ek mixing desk (miks masası) ve benzeri ekipmana gerek duymadan, bu maceranın asıl hedefi olan, en saf hali ile kayıt yapabilmemdi.


Profesyonel kayıt dünyasında, enstrümanların ses seviyelerini arttırmak için yakından birçok mikrofon kullanılır ve bunlar stüdyolarda tekrar mikslenerek performans oluşturulur. Hatta bu yakın mikrofon tekniğinden dolayı miksleme esnasında yakınlama efekti (reverberation) eklenir ki enstrüman mikrofon tekniğinden dolayı kaybolan doğal ortamına daha yakın bir ses versin.

Yorumlar

  1. [...] Üçüncü Sayfaya Ulaşmak İçin Tıklayın [...]

    YanıtlaSil
  2. Ah bir de, de ve da ları ayırmayı becerebilsek. Sesler daha güzel çıkacak o zaman :) Çok güzel bir site. Saygılar.

    YanıtlaSil
  3. Sn Veli Bey,

    Bahsettiğiniz konu üzerinde bayağı mesai harcıyoruz. Yeni yazılarımızda daha az hata yaptığımızı zannediyorum.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder