Sonny Rollins, 1930 yılında New York City kentinde doğdu. Eskilerin meşhur Harlem'inde büyüdü. Yazılanlara göre ilk saksafonunu yedi yaşında hediye aldı. Sonny Rollins, müzik hayatına ilk olarak piyano ile başladı, arkasında alto saksafona geçiş yaptı ve 1940'ların ortalarında alto saksafonda karar kıldı. İlk kayıtlarını 1949 yılının sonlarında bebop şarkıcısı Babs Gonzales ile beraber yaptı. Birkaç ay sonra farklı çalma tekniği ile dikkatleri üzerine çekmeye başladı ve dönemin önemli piyanistlerinden Bud Powell ve trompetçi Fats Navarro ile birlikte çalma imkanı buldu.
1950'lerin başlarında Sonny Rollins başını derde sokmaya başladı. İlk önce silahlı soygun suçuyla tutuklanarak hapishane günleri başladı. Hemen ardından salıverildi fakat rahat durmayıp uyuşturuculara bulaştı ve yeniden hapishanenin yolunu tuttu. Tüm bu hengamenin arasında Miles Davis, Modern Jazz Quartet, Charlie Parker ve Thelonious Monk gibi isimlerle beraber çalma fırsatı yakaladı. Biyografyasında bu dönemleri oldukça ilginç bir şekilde anlatır. 1954 yılında "Oleo", "Airegin" ve "Doxy" gibi çok ünlü olacak kompozisyonlarını kaydetti.
1950'lerin ortasında Sonny Rollins uyuşturucuyu bırakabilmek için rehabilitasyona başlar. Uzun uğraşların sonunda uyuşturucudan kurtulmayı başarır. Daha sakin bir hayat için Chicago kentine taşınır ve trompetçi Booker Little ile sıkı bir arkadaşlık dönemi başlar.
The Bridge, 1962'de kaydedilen ve geleneksel olarak üç yıllık bir ortadan kaybolma macerasından sonra yayınlanan bir albümdü. 1950'lerin sonralarında Rollins yayınladığı müthiş albümlerinde etkisi ile şöhreti sahibi olmuştu caz dünyasından. Bu hızlı yükselişin beklenmedik olması Rollins'i enstrümanı konusunda iyice odaklanmaya itti. ,Yazılan çizilenlere göre New York Williamsburg Köprüsü'ne gider hangi mevsim olursa olsun 15-16 saat çalarmış. Bu dönemde Ornette Coleman'ın caz müziğine getirdiği yeniliklerden de etkilenmiş ve müziğin içerisine bu etkiyi de bir şekilde eklemeye başlamıştı. Özellikle "The Shape of Jazz to Come" hemen her caz müzisyeninin dikkatini çekmişti. Coleman albümlerinde yaptığının daha fazlasını canlı performanslarda ortaya koyuyor ve eleştirilerin yanında hayranlıkta topluyordu. Rollins'te bu durumdan etkilenmişti.
East Broadway Run Down, Tenor Madness, Way Out West ve özellikle de Saxophone Colossus albümlerini yayınlamış dev bir müzisyenin bu 3 yıllık ara sonrasında yapacağı albüm merakla bekleniyordu.
Sonny Rollins yanına gitarda Jim Hall, basta Bob Cranshaw ve davulda Ben Riley gibi müthiş bir kadro almıştı. Ortaya çıkan albüm ise The Bridge idi. Albüm yayınlandığında farklı tepkiler ile karşılaştı. Yukarıda saydığım albümlerden farklıydı ancak başarılı idi. Zaten önemi ve değeri ilerleyen yıllarda daha fazla ortaya çıktı diyebiliriz.
Yorumlar
Yorum Gönder