21 Eylül 1934 senesinde doğan şarkıcı, Kanada'nın İngilizce konuşulan bölgesinde orta sınıf bir ailenin oğluydu. Ailesi Polonya'dan Kanada'ya göç etmişti. Din eğitimi de veren bir liseye gitti ancak bu okuldaki hocası özellikle edebiyat konusundaki merakını fark eden insan olacaktır. Gerek evde gerekse de okulda din konusunda iyi bir eğitim almıştı. Arkasından eğitimine devam etti ve bu dönemlerde müzik ve özellikle de şiire merak sardı. Özellikle Federico García Lorca şiirleri onu çok etkilemişti. Genç yaşlarında gitar çalmaya başladı ve country-folk gruplarında çaldı. Bu dönemlerde birlikte çaldığı insanlardan etkilenerek gitar formunu defalarca değiştirdi.
1950'lerin başlarında üniversite yıllarında özellikle edebiyat ve şiir alanında oldukça aktif idi. İlk şiir kitabı "Let Us Compare Mythologies" daha öğrenci iken yayınlandı ve çok iyi tepkiler aldı. 1961'de yayınlanan "The Spice-Box of Earth" kitabı ise ülkesi Kanada'da ünlenmesini sağladı. Özellikle 60'lardan itibaren yaşadığı, ilişkiler ve aşkları şiirlerinde yer bulmaya başladı. Ancak biz bunların çoğunu çok daha sonra dinleyecektik!
1960'ları sonlarında Cohen'e şiirleri yetmemeye başladı ve müziğe dönemeye karar verdi.. Bu dönemlerde Andy Warhol ile tanıştı. O dönemin nasıl bir hengame olduğunu daha sonra anlatacaktır. Andy Warhol onun özellikle Nico ile vakit geçirmesini istedi. Bir şekilde Cohen, kendisini bazı folk konserlerinde göstermeyi başardı ve tüm bu süreci sonunda Columbia Records ile bir anlaşma yaptı. Daha kapsamlı biyografisi için buraya tıklayabilirsiniz. Bu sürecin hemen ardından ilk Cohen albümü yayınlanır.
Songs of Leonard Cohen, 27 Aralık 1967'de Columbia Records'tan yayınlanan Leonard Cohen'in ilk albümü. İlk albümü olmasına rağmen listelerde en yüksek başarı grafiğine ulaşan albümü de budur. Cohen dönemin müzik eleştirmenlerinden büyük övgü toplamıştır. Albüm özellikle Amerika'da büyük başarı kazanmış ve kült statüsüne girmiştir. Kıta Avrupasında özellikle de İngiltere'de ve Avusturalya'da da benzer övgüleri alır. Bunun en önemli sebebi ise "Suzanne" "Master Song" "Stranger Song" "Sisters of Mercy" yani neredeyse plağın "A" yüzünün tamamı ayrıca "So Long, Marianne" şarkılarının büyük ilgi çekmesidir.
Peki bu şarkılar neden kült statüsünde. İşin içerisine edebiyat işte burada giriyor. Cohen biyografisinde yazının Cohen için önemini görmüştük. Cohen bu deneyimlerini şarkı sözlerinde de kullanır ve o döneme kadar pek rastlanmayan şekilde geniş kitlelerden beğeni alır. Şarkıların birer şiir olarak akıcılığı aynı zamanda her okuyan tarafından farklı anlamlandırılabilme potansiyeli, dinleyen herkesin kendi iç dünyasında bir şeyler hissedebilmesini sağlar.
Bu albümü melodileri için değil, şiirlere ve dizelere bir alt yapı oluşturan melodileri dinlemek lazım. En güzeli şarkı sözlerini açıp anlayarak, eğer yeterli İngilizceniz yok ise modern çeviri araçlarını kullanarak dinlemek daha doğrusu anlayarak dinlemek olacaktır ve albümün neden bu kadar sevildiğini böylelikle daha kolay anlayabilirsiniz. Örneğin meşhur Suzanne şarkısından bir kupleyi aşağıya ekledim...
Suzanne seni alır götürür nehir kıyısındaki evineGeçen gemileri duyarsın ve onunla geçirmek istersin geceyiBiraz delidir bilirsin ama bu yüzden burada değil misin?Suzanne sana Çin'den gelen çay ve portakallar sunarve tam ona verecek aşkın olmadığını söyleyeceğin zamanKoynuna alır seni ve cevabını nehir verir,
Sen zaten ezelden beri onun sevgilisiydinonunla yola çıkmak istersin.
İşte o zaman, bilirsin ki güvenecektir sanaÇünkü zihnin dokunmuştur onun kusursuz vücuduna...
Yorumlar
Yorum Gönder