Leonard Cohen; Bir Şarkıcı, Söz yazarı, Şair ve Yazarın Ardından


Leonard Norman Cohen ne yazık ki vefat etti. 21 Eylül 1934 senesinde doğan Kanadalı şarkıcı, söz yazarı, şair ve yazar 7 Kasım 2016 günü aramızdan ayrıldı. Cohen, Kanada'nın İngilizce konuşulan bölgesinde orta sınıf bir ailenin oğluydu. Ailesi Polonya'dan Kanada'ya göç etmişti. Annesi oldukça dindar bir ailenin kızıydı. Babası ise küçük bir tuhafiye dükkanı işletiyordu. Leonard Cohen, 9 yaşındayken babası vefat etti. Eğitimine doğduğu kentte devam etti. Din eğitimi de veren bir liseye gitti ancak bu okuldaki hocası özellikle edebiyat konusundaki merakını fark eden insan olacaktır. Gerek evde gerekse de okulda din konusunda iyi bir eğitim almıştı.


Arkasından eğitimine devam etti ve bu dönemlerde müzik ve özellikle de şiire merak sardı. Özellikle Federico García Lorca şiirleri onu çok etkilemişti. Genç yaşlarında gitar çalmaya başladı ve country-folk gruplarında çaldı. Bu dönemlerde birlikte çaldığı insanlardan etkilenerek gitar formunu defalarca değiştirdi. Cohen, eski Montreal semtinde çok vakit geçirmeye başlar. Buradaki barlar, birbirinden ilginç tiplere ev sahipliği yaparmış. Gangsterler, hayat kadınları ve daha fazlası. Bu ortam Cohen'in hoşuna gider ve vakit geçiri. Söylediğine göre bir çok ünlü şarkısının sözlerini burada kaleme almıştır.

1950'lerin başlarında üniversite yıllarında özellikle edebiyat ve şiir alanında oldukça aktif idi. İlk şiir kitabı "Let Us Compare Mythologies" daha öğrenci iken yayınlandı ve çok iyi tepkiler aldı. 1961'de yayınlanan "The Spice-Box of Earth" kitabı ise ülkesi Kanada'da ünlenmesini sağladı. Cohen tüm bu başarılara rağmen göz önünde olmak istemiyordu ve sessiz sakin bir hayat yaşamak istiyordu. Edebiyat ve şiire iyice odaklanabilmek için Kanada'dan Hydra isimli küçük bir Yunan adasına doğru yolculuğu işte böyle başladı. İlk önce Flowers of Hitler isimli şiirlerini topladığı kitabı ve bazı hikayelerini yayınladı.

Özellikle 60'lardan itibaren yaşadığı, ilişkiler ve aşkları şiirlerinde yer bulmaya başladı. Ancak biz bunların çoğunu çok daha sonra dinleyecektik! Açıkçası o cephede işler karışık.


1960'ları sonlarında Cohen'e şiirleri yetmemeye başladı ve müziğe dönemeye karar verdi. Yetmeme sebebi tabii ki  finansal açıdandı. Şiirleri ile karnını doyuramayacak hale gelmişti. Bu karar onun Hydra adasındaki sakin hayatının sona ermesi demek oluyordu ve Amerika Birleşik Devletleri'ne yerleşti. Bu dönemlerde Andy Warhol ile tanıştı. O dönemin nasıl bir hengame olduğunu daha sonra anlatacaktır. Andy Warhol onun özellikle Nico ile vakit geçirmesini istedi. Bu arada bahsi geçen Nico'yu The Velvet Underground'tan tanıyoruz. Bir şekilde Cohen, kendisini bazı folk konserlerinde göstermeyi başardı ve tüm bu süreci sonunda Columbia Records ile bir anlaşma yaptı.

Leonard Cohen'in ilk albümü "Songs of Leonard Cohen" folk müzik dünyasında önemli bir başarı kazandı. Albüm ticari anlamda pek başarılı olmamıştı ancak özellikle İngiltere'de büyük ilgi gördü. Bunu iyi hatırlayın çünkü 80'larda işlerin rengi çok değişecekti. Bu albümün arkasından 1969 yılında Songs from a Room, 1971 yılında Songs of Love and Hate, 1973 yılında Live Songs ve 1974 yılında New Skin for the Old Ceremony albümleri yayınlandı.

Cohen, 70'lerin başında özellikle Avrupa'yı kapsayan konserler vermeye başladı. Avustralya ve Kanada'nın yanında Cohen asıl Avrupa'da çok sevilmişti. Bu sıralarda vokalist olarak Jennifer Warnes  ile çalışıyordu. Warnes, Cohen'in ileri ki albümlerinde de onunla çalışmaya devam etti ve sonunda "Famous Blue Raincoat" albümünü yayınladı. Tabii bu çok daha ileri ki senelerde oluyor. Ancak çok önemli! Biz şimdi Cohen'e geri dönelim.

1970'lerde Cohen bir yandan şiir kitapları bir yandan albümler yayınlamaya devam etti. Bu yıllarda yayınlanan "Death of a Ladies' Man" Cohen için standart dışı diyebileceğimiz bir albüm yayınlandı. Tabii ki dinleyicilerin tepkisi beklendiği gibi oldu ve Cohen hemen bir yıl sonra "Recent Songs" albümünü yayınladı veya yayınlamak zorunda kaldı. Tam anlamı ile dinleyicilerin beklentisini karşılayan klasik bir Cohen albümü idi.


80'ler Cohen için ilginç başlamıştı. Müzik kariyerinin başlarında olduğu gibi doğduğu ülke Kanada ve özellikle Avrupa'da popüler iken Amerika'da pek sevilmiyordu ve plak satamıyordu. 1980'lerin ortasında Cohen "Various Positions" albümünü yayınladı. Müzik kariyerindeki ilk video klip bu albümden "Dance Me to the End of Love" şarkısına çekildi. Ancak albümde asıl patlayan şarkı "Hallelujah" oldu. Albüm Cohen'in müziğini sevildiği Avrupa'da çok büyük başarı kazanırken, Amerika'da albüm bir türlü yayınlanamamıştı. Columbia Records düşük satışlardan dolayı yeni Cohen albümünü yayınlamak için ayak sürüyordu. Tüm bunlar olurken 1987'de Jennifer Warnes "Famous Blue Raincoat" albümünü yayınlayınca Cohen'in değeri Amerika'da anlaşıldı. Garip değil mi?

Her döneme ayak uyduran Cohen, 90'larda özellikle "Natural Born Killers" filmindeki şarkıları sayesinde genç dinleyicilerle tanışır. Oliver Stone, 3 Cohen şarkısını "Waiting for the Miracle" "The Future" ve "Anthem"i öyle bir kullanmıştır ki, insanın aklına kazanır. Özellikle de "Waiting for the Miracle"

90'larda Cohen Amerikan siyasal sistemine geçirdikçe geçirir. Haklılığı herhalde Donald Trump'ın başkanlığı ile pekişmiştir. Bu dönemin sonunda budist görüşlerine veya inancına göre inzivaya çekilir.

2000'ler "Ten New Songs" albümü ile başlar. Bu albümün karanlık tarzına tam tezat "Dear Heather" hemen ardından yayınlanır. "Dear Heather" açık konuşmak gerekirse pek iyi tepkiler almaz. Bu dönemlerde kaydın istediği gibi yapılamaması konusu ile başlayan hengame dönemi eski menajeri ile dava süreci ile devam eder. Bu arada "Dear Heather" albümünün damaklarda bıraktığı kötü tadı 2012 yılında "Old Ideas" ve "Popular Problems" albümleri ile unutturmayı başarır. Vefatından önce de "You Want It Darker" albümünün yayınlandığını hatırlatayım. Senelerce albümleri Amerika'da satılmazken, bakın bu albüm en çok Amerika'da satılır ben size söyleyeyim. Anlayacağınız ölümünden sonra anlaşılan sanatçı muhabbeti sadece Türkiye'de olmuyor.

Değişik bir yaşam hikayesi değil mi? Ne diyelim toprağı bol olsun...

Yorumlar