a-ha - MTV Unplugged Summer Solstice
Norveçli pop grubu a-ha 1985'te "Take On Me" ile kanımıza girdi ve o gün bugündür içimizi ısıtmaya devam ediyor. Günümüzde her 80’s playlistinde bulunması gereken bu synth-pop klasiği adını altın harflerle müzik tarihine yazdırdığı bir gerçek. Şarkı pop müzik piyasasını domine ederken şarkının video klibi de tv kanallarında görsel bir ziyafet sunuyordu (özellikle MTV'de).
Morten Harket, Magne (Mags) Furuholmen ve Paul Waaktaar Savoy'dan oluşan a-ha kuşkusuz sadece bu şarkıdan ibaret değildi. 30 yılı aşkın kariyerileri boyunca ürettikleri diskografide adeta yok yok. 10 adet stüdyo, 3 tane canlı ve sayısız reissue ve best of albümü. 90'lı yılların başından 2000 senesine kadar bir ara sessiz kalmış olsalar da hep inatla geri dönmesini bildiler. Hatta grup 2010 yılında resmi olarak dağıldığını anons etmesine rağmen 2015'te "Cast In Steel" albümüyle tekrar karşımıza çıktılar.
Prodüktör ve aranjör Lars Horntveth’ın grupla birlikte 6 aylık yoğun bir çalışmasıyla meydana getirdiği “MTV Unplugged Summer Solstice” a-ha’nın son uzunçaları olma hüviyetini taşıyor. Albüm, a-ha’nın 1985’ten bu yana çıkardığı, bilinen ve sevilen parçaların akustik versiyonlarından, yeni parçalardan ve düetlerden oluşuyor. We Love Music / Polydor / Universal etiketleriyle 6 Ekim 2017 tarihinde yayınlanan albüm müzik listelerine iyi bir giriş yaptı. Almanya’da 3, İngiltere’de 6 ve Norveç’te listelere 14. sıradan girip sevenleriyle buluştu. Piyasaya CD (çift CD), plak (üç plak), DVD - Blu-Ray (konser videosu) ve dijital formatlarda çıkan “Solstice”de 21 parça bulunuyor.
Ortaya konulan harikulade müzik/konser performansını bir kenara bırakırsak, bu albümü prodüksiyon noktasında bilhassa özel kılan şaşırtıcı detayları aktararak başlamak isterim.
Kısa Kısa Prodüksiyon Notları:
Bu canlı ve akustik kayda esasında "An Acoustic Evening With a-ha" albüm ve turne adı verilerek yola çıkılmış, ancak MTV'nin araya girmesiyle malum ismine kavuşmuş. Albümü meydana getiren 21 şarkılık bu şölen tek bir seferde kaydedilmiş izlenimi verse de konser tek günde değil 2 günde gerçekleşmiş. Ne olur ne olmaz bir back-up (yedek) konser daha organize edilmiş.
Seçilen konser günü de alelade bir gün değil. Öyle ki Kuzey Yarıküre'de en uzun gündüz ve en kısa gecenin yaşandığı 21 Haziran gününe, yani yaz gündönümüne (Summer Solstice adı buradan geliyor) denk getirilmiş.
Seçilen konser tarihi kadar lokasyon ve etkinlik mekanı da son derece ilgi çekici.
Konser boyunca grubun sözcülüğünü üstlenen Magne Furuholmen açılış konuşmasında dünyanın her yerinden gelen 250 kadar seyirciyi selamlarken bulundukları yere “dünyanın unuttuğu yer” tarzı bir benzetme yapınca buranın araştırmaya değer olduğunu düşündüm. Gerçekten de öyleymiş. Haritalar açıldı bakıldı. a-ha, konser ve kayıt için birkaç günlüğüne Norveç’in 735 nüfuslu ve 2,5 km²’lik Giske adasına konuşlanmış. Kuzey Atlas Okyanusunda, Grönland Denizi ve Norveç arasında kalan, Norveç Denizine bakan ve “MTV Unplugged Summer Solstice”e evsahipliği yapan Giske’ye ancak bizim Avrasya Tüneline benzer tünellerle ulaşım sağlanıyormuş. Okyanusa nazır, 24 saat gündüz yaşanan 21 Haziran gününde işte bu kayıt ve etkinlik mekanı seçilmiş.
Şimdi Müzik
Okyanus havasından mıdır yoksa titiz prodüksiyon becerisinden midir bilemem, ama öncelikle şunu belirtmek lazım: Karşımızda dinledikçe bağımlılık yapan, akustik müziğin en güzelini ortaya koyan bir konser kaydı var. Vintage ve geleneksel rock enstrümanlar eşliğinde doyumsuz bir yaylılar grubu ve telli çalgılar, üstüne üstlük Morten’in huzur dolu vokali. Paha biçilmez bir keyif gerçekten. Yeni düzenlemeleri beğenirsiniz, beğenmezsiniz, ancak şarkıların her biri adeta baştan yaratılmış, notaların her biri revize edilmiş. Orijinal yorumları bilenlerin bu farkı mutlak surette dinlemeleri gerektiğini düşünüyorum.
Konserin başından sonuna kadar her şarkıdan önce ve sonra, özellikle Mags ve zaman zaman Morten; parçalar, konuklar ve müzisyenlerle ilgili yorumlar yapıyorlar. Rahat ve espritüel biçimde gerçekleşen bu tanıtım ve/veya diyaloglar kesintisiz bir şekilde aktarılmaya gayret gösterilmiş ki iyi de yapılmış kanımca. Böylece bizlere konserin bütünlüğünü hissetme ve ambiyansın samimiyetini teneffüs etme fırsatı verilmiş.
Tüm parçaları tek tek yorumlamaktansa albümdeki yeni parçalardan ve konsere davet edilen konuklarla yapılan düetlerden bahsedeceğim.
Yeniler Ve Düetler
Tracklistte 2 yeni parça, Echo & The Bunnymen ve Bridges grubundan 2 cover ve 5 tane düet bulunuyor.
Mags tarafından yazılan ve uluslar arası arenada grubun her daim göstermekten çekinmediği memleket sevgisini yansıtan “This is Our Home” klasik bir a-ha parçası namzeti ve konser açılışı için nefis bir seçim. Diğer yeni parça “A Break in the Clouds” ise grubun şarkı makinası Paul’un kaleminden çıkmış melankolik ve akılda kalan hoş bir balad.
Kusursuza yakın, yepyeni düzenlenip icra edilmiş düetlerin bilhassa ilginizi çekeceğini düşünüyorum. Şöyle ki; “I’ve Been Losing You”da Morten’e Amerikalı country ve folk rock sanatçısı Lissie eşlik ediyor, adeta 40 yıllık dost gibi uyum sağlıyorlar.
Norveçli Indie pop grubu Highasakite (High As A Kite diye okunuyor) grubunun solisti Ingrid Helene Håvik’le birlikte söylenen “The Sun Always Shines on TV” albümdeki en sevdiğim şarkı diyebilirim. Morten ve Ingrid insanın içine işleyen inanılmaz güzel bir vokal armonisi yakalamışlar. Spooky piyano
Hem “Scoundrel Days” hem de Echo & The Bunnymen (EBM) coverı “The Killing Moon”da Ian McCulloch’un fark yaratan karizmatik sesi bana her iki parçayı bir üst seviyeye taşımış hissi veriyor.
Bu düetler arasındaki en büyük beklentim “Summer Moved On”daki Alison Moyet birlikteliğiydi. Ancak diğerlerine göre bir tık sönük kalmış diye düşünüyorum. Alison ve Morten’in ayrı ayrı olmak üzere şarkıdaki vokalleri incelendiğinde kuşkusuz ki kendi paylarına düşen güçlü performanslar ortaya koymuşlar, ama bir araya gelince maalesef olmamış.
Albümden en beğendiğim parçalar:
"The Sun Always Shines on TV" ve "Living a Boy’s Adventure Tale" başta olmak üzere, Hunting High And Low, Manhattan Skyline, The Living Daylights, Scoundrel Days, The Killing Moon, Over the Treetops, This Alone is Love, I’ve Been Losing You, Analogue, Take On Me... (Hepsi sanki)
İçime sinmeyenler:
Summer Moved On, Memorial Beach, Break in the Clouds, Foot of the Mountain
Sonuç olarak;
Albümü tüm a-ha hayranlarına ve 80’lı yılların müziğini dinlemeden yapamayanlara tavsiye ediyorum. Bir a-ha sever olarak genel değerlendirmem 10 üzerinden 9 olarak kayda geçebilir, zira beğenmediğim 2–3 parçayı “akustik müziğe uygun değil” şeklinde yorumlayabilirim. Yoğun synth pop yapan bir grubun hızlı temposunu ve zaman zaman agresif tınılarını (örn. The Living Daylights) süt dökmüş bir kediye dönüştürmenin kolay bir iş olmadığını anlamak gerekir sanırım.
Son notlar:
Bu konser kaydında gözlerim ve kulaklarım bazı hit parçaları aramadı da değil. “Cry Wolf”, “Train Of Thought”, “Crying In The Rain”, “Velvet” ve “Celice” gibi parçaların hepsi trackliste dahil edilmeliydi demiyorum, ancak “Crying In The Rain” bu konsepte nefis uyardı, değil mi?
Tracklist:
1. This is Our Home (Yeni parça)
2. Lifelines
3. I’ve Been Losing You (düet/Lissie)
4. Analogue
5. The Sun Always Shines on TV (düet/Ingrid Helene Håvik)
6. A Break in the Clouds (Yeni parça)
7. Foot of the Mountain
8. Stay on These Roads
9. This Alone is Love
10. Over the Treetops
11. Forever Not Yours
12. Sox of the Fox (Bridges cover)
13. Scoundrel Days (düet/Ian McCulloch)
14. The Killing Moon (Echo & The Bunnymen cover/düet/Ian McCulloch)
15. Summer Moved On (düet/Alison Moyet)
16. Memorial Beach
17. Living a Boy’s Adventure Tale
18. Manhattan Skyline
19. The Living Daylights
20. Hunting High and Low
21. Take on Me
Sevgilerle, Aykut
Yorumlar
Yorum Gönder