Miles Davis 1926 yılında, Amerika Illinois'te dünyaya geldi. Doğduktan kısa bir süre taşındılar, babası ve dedesinin doğduğu bölgede genç Miles Davis kiliselerdeki gospel müzik ile tanıştı. Annesi, oğlunun piyano çalmasını çok arzu ediyordu ve 13 yaşında müzik ile tanıştı. Annesi iyi bir piyanist olmasına rağmen dedesi genç Davis'e bir trompet almıştı ve bu konuya odaklandı. Derslerini yerel bir müzisyen olan Elwood Buchanan'dan aldı. Normalde bu isimlerden yazılarımızda pek bahsetmiyoruz ama burada önemli bir fark var. O dönemlerde herkes üflemeli çalgılarda vibrato kullanırken, hocası tam aksini istiyordu. Bu durum Miles Davis'in temiz sound'unun temelini oluşturmuştu. Ayrıca Miles Davis erken yaşlarda Clark Terry'den çok etkilenmişti.
16 yaşına geldiğinde ilk profesyonel müzik performanslarına çıkmaya başladı. Yavaş yavaş dikkat çekmeye başlamıştı hatta Sonny Stitt onu kendi orkestrasında görmek istiyordu. Annesinin ısrarları ile ilk önceliği okulunu bitirmek olduğundan bu fırsatı değerlendiremedi. 1944 yılında dönemin meşhur büyük orkestralarından Billy Eckstine yaşadığı kenti ziyaret etti. Bu dönemlerde orkestra bünyesinde Dizzy Gillespie ve Charlie Parker gibi isimler vardı. Trompetçileri Buddy Anderson rahatsızlanınca Miles Davis orkestra ile birlikte çaldı. Bu çok önemli gelişmeye rağmen ailesi, Davis'in eğitimini tamamlaması konusunda ısrarcıydılar.
1944 yılında Daivs mezun olur olmaz soluğu New York kentinde aldı. Juilliard Müzik Okuluna yazıldı. Kısa bir süre sonra birlikte kısa bir sürede olsa çalma fırsatı bulduğu Charlie Parker'ı aradı ve bu vesile ile aralarında Coleman Hawkins'in de olduğu bir çok müzisyen ile tanıştı.
İlerleyen günlerde Charlie Parker'dan çok etkilendiğini hiçbir saklamayan Davis , çeşitli gece kulüplerinde sahe almaya başladı. İlerleyen dönemlerde bebop hareketine yön verecek genç ve yetenekli bir çok müzisyen ile birlikte çalma fırsatı buldu; Fats Navarro, Freddie Webster, J. J. Johnson ve çok daha fazlası... Davis böylesine müzisyenlerle çalmaya başlayınca okul eğitimindeki bazı şeylerin hoşuna gitmediğini anladı. Klasik Avrupa repertuvarı ağırlıklı eğitim onu tatmin etmiyordu ancak bunun yanında ilerleyen yıllardaki röportajlarında aldığı eğitimin özellikle enstrümanına hakimiyetini ve müzik teorisi konusunda kendisini geliştirdiğini söylemişti.
İlerleyen dönemlerde hem kendi küçük orkestraları hemde farklı orkestralarda çalmaya devam etti. En önemli olay ise 1945 yılında Dizzy Gillespie'nin ayrılmasının ardından Charlie Parker'ın beşlisine girmesi oldu. Bu dönemde başta Max Roach olmak üzere çok iyi müzisyenler ile çalma fırsatı buldu. Parker, fena halde uyuşturucuya bulaşmış olduğundan bu müthiş grubun bir devamlılığı olamıyordu. Yine bir uyuşturucu krizi sonrası ve grupta sonu gelmeyen müzisyen değişikliklerinin sonunda Miles Davis, Charlie Parker'dan ayrılmaya karar verdi. Bu dönemde kulüplerde müzik yapmaya devam etti...
1948 yılında Miles Davis, Gil Evans ile tanıştı. Gil Evans'ın evi genç müzisyenlerin toplanma noktasına haline gelmiş ve ilerleyen yılların müziğinin gelişmesinde bir okul haline gelmişti. Davis, özelllikle burada tanıştığı müzisyenlerle on kişilik bir topluluk oluşturdu. Bu onlu iki senelik bir zaman aralığında bir çok müzisyene ev sahipliği yaptı.
--------------------------------------------------
Cookin' with the Miles Davis Quintet, 1956 yılında meşhur Rudy Van Gelder ev stüdyosunda kaydedilmiş bir albümdür. İlk resmi "First Great Quintet" kaydı olan Cookin' aynı zamanda Prestige plak şirketi ile kontrat zorunluluklarını karşılamak için yapılmış bir albümdü. Ayrıca yine plak firmasıyla yapılan anlaşma dolayısıyla uzun stüdyo kayıtları yerine bir nevi atak kayıt yani sanki konser gibi kayıtlar yapılmıştı. Bu kayıt süreci sonunda Relaxin', Steamin' ve Workin' plakları ile devam etti. Albümündeki şarkı listesi şu şekilde;
A Yüzü
- "My Funny Valentine" Richard Rodgers 6:04
- "Blues by Five" Red Garland 10:23
B Yüzü
- "Airegin" Sonny Rollins 4:26
- "Tune Up"
Albümde Miles Davis'e basta Paul Chambers, tenor saksafonda John Coltrane, piyanoda Red Garland ve davulda Philly Joe Jones eşlik etmişti. Albümün plakları basıldıktan sonra uzun bir süre dijital versiyonları basılmamış ancak 2006 yılında kapsamlı bir remaster çalışması yapılmıştı.
Bu plak ve diğer Prestige plaklarının en büyük önemi müzisyenlerin kendi arasındaki uyumdur. Bazılarına göre telepatik bir uyumdan bahsedilir. Çok az hazırlıkla, stüdyo ortamında canlı kaydedilen bu kayıtlarda iyi soloların ve performansların yanısıra, ilerleyen yıllarda Davis'İn müziğindeki dönüşümlerin ilk ipuçlarını bulabilmek mümkündür.
Yorumlar
Yorum Gönder