Black Sabbath - The Ultimate Collection ve Kısa Biyografi


Black Sabbath - The Ultimate Collection
Rhino/Warner Bros.
BMGCAT4LP83 4xLP


Müzik tarihinin en önemli gruplarından bir tanesi olan Black Sabbath'ın diskografisinde sonu gelmeyen "compilation" veya "best of" albümlerine bir yenisi eklendi. Yeni yayınlanan "The Ultimate Collection" bana sorarsanız biraz sıkıntılı bir en iyiler albümü olmuş. En azından ismine yakışır bir albüm en azından "Ultimate Collection" değil. Yarın öbür gün "en bi ultimeyt kollekşın" yayınlanır onu bilemem! Neyse bu konuda atıp tutmadan önce Black Sabbath hikayesine bir bakış atalım, en azından belirli bir periyoduna!



Gitarist Tony Iommi ve davulcu Bill Ward, blues ve rock tarzından ancak daha sert bir sound ile müzik yaptıkları Mythology grubunu dağıtınca yeni arayışlara girerler.  O dönemlerde Rare Breed adlı bir müzik grubunda çalan basçı Geezer Butler ve solist Ozzy Osbourne ile irtibata geçerler. Bu irtibat Ozzy Osbourne'un yerel bir müzik mağazasına bıraktığı not sayesinde olur. Dörtlü kısa bir süre sonra kaynaşır ve gruplarına "Polka Tulk Blues Band" ismini verirler. Bu garip isim bazılarına göre Hintli bir kıyafet mağazasından bazılarına göre ise bir talk pudrası markasından alınmıştır. Tony Iommi biyografi ve röportajlarında bu dönemi tam ile hatırlamadığını söylerken, Ozzy ise zaten kafası bir dünya dolaşmaktadır. Bu kafası bir dünya konusunu da yazının sonlarında anlatacağım, unutmazsam. Bu arada Polka Tulk Blues Band grubunda Ozzy'nin çocukluk arkadaşı ve slide gitarist Jimmy Phillips ve saksafoncu Alan "Aker" Clarke'da yer almaktadır.


Kısa bir süre sonra "Polka Tulk Blues Band" isminden ikrah gelince isim kısaltılarak "Polka Tulk" haline gelir. Ancak kısa bir süre sonra yine isim değiştirilir ve bu defa "Earth" olur. Yeni isim ile Jimmy Phillips ve Alan "Aker" Clarke gruptan atılır. Tony Iommi her iki müzisyene kelimenin tam anlamı ile "kıl" olmuş ve müzikal yetersizliklerini görmüştür. Ancak işin doğrusu Ozzy gibi bir ruh hastası ile uğraşmak yeteri kadar kötüyken daha fazlası ile uğraşmak istememektedir. Ancak bunu yüzlerine söyleyemeyince grup dağıtılır ve sessiz sedasız yeni bir grup oluşturulur. Artık 4 kişi devam edeceklerdir. Earth adı altında konserler, ilk kayıtlar derken sonunda kendilerine bir menajer bulurlar. Bunun sebebi konserlerde insanların gösterdiği pozitif tepkilerdir, yoksa müzik konusu büyük bir soru işaretidir o dönemlerde...



1968 yılında Tony Iommi, Earth'ten ayrılarak Jethro Tull'a geçer. "The Rolling Stones Rock and Roll Circus" televizyon programında grupla birlikte görülür. Bu arada bu enteresan videoyu yukarıda seyredebilirsiniz. Bu arada seneler önce video elime geçtiğinde The Who'nun "A Quick One While He's Away" performansına bayılmıştım. Bence sovun en iyisiydi ve Who'nun neden büyük bir grup olduğunu anlıyordunuz. Neyse  Tony Iommi'nin Jethro Tull macerası  çok uzun sürmez ve bir yıl sonra 1969 yılında Earth'e geri döner. Bunun nedeni sorulduğunda, Jethro Tull'ın gittiği müzikal yön hoşuma gitmemişti diye cevap verir. Bilgi açısından 1969 yılında "Stand Up" arkasından da birer yıl arayla "Benefit" ve "Aqualung" yayınlanır....


1969 yılında küçük konserler devam ederken İngiltere'de aynı isimde bir başka topluluk olduğunu keşfederler ve yine topluluğun ismini değiştirmeye karar verirler. Sonunda 1963 yılı yapımı korku filmi "Black Sabbath"tan etkilenerek grubun ismini değiştirirler. Filmde başrolde Boris Karloff vardır ve Mario Bava tarafından yönetilmiştir. Anlatılanlara göre prova yaptıkları mekanın tam karşısındaki sinemada filmin afişini görmüşler ve böyle garip filmleri seyretmek için gelen garip insanlar ilgilerini çekmiştir Hazır grubun ismi bulunca o gazla "Black Sabbath" şarkısını yazmaya başlarlar. Bir yandan  gotik korku hikayelerinden etkilenirken bir yanda da Butler'ın yatağının ucunda gördüğü veya gördüğünü zannettiği karanlık bir canavardan ilham alır. Şarkının ana melodisi "Devil's Interval" yani "Şeytanın Aralığı" denilen tritone bir yapıdadır.Dönemin popüler gruplarının müziğini tam aksi yönünde karanlık bir şarkıdır. Sadece bu şarkı bile başlı başına bir çok Heavy Metal grubuna oradan da özellikle Doom, Death ve özellikle de Black Metal gruplarına etki etmiştir. Bazı müzik eleştirmenlerine göre yazılmış gelmiş geçmiş en şeytani şarkıdır.

Bu imaj zaman içerisinde grup tarafından bir nevi farklı olma hatta pazarlama amacı ile kullanılır. "Sabbath Bloody Sabbath" albümünün kapağına bakabilirsiniz. Ancak tepkiler yükselince gerektiğinde geri adım atarlar. Bu hengame uzun seneler boyunca sürer. Bir şekilde haç olayı Sabbath denilince ilk akla gelen şeylerden bir tanesi olur.


1969'ların sonlarında ilk plak anlaşmalarını yaparlar ve bu dönemlerde ilk single'ları "Evil Woman" yayınlanır. Bu şarkı aslında Amerikalı blues rock grubu Crow'undur ve cover versiyonunun orijinali ile uzaktan yakından alakası kalmamıştır. Şarkı büyük ümitlerle yayınlanmış olsa da, hiçbir başarı elde edemez. Ancak ilerleyen aylarda bir radyo programında "Black Sabbath", "N.I.B.", "Behind the Wall of Sleep" ve "Sleeping Village" şarkılarını çalarlar ve ortalık birbirine girer. Sonunda "Black Sabbath" albümü yayınlanır ve büyük ilgi görür. Grubun müziği bilindik büyük grupların müziğine göre bambaşka bir noktadadır ve hafif bir şok etkisi yapmıştır.


Bu rüzgarın ardından yeni albümün hazırlıkları başlar. Albümün ismi "War Pigs" olarak belirlenir. Vietnam savaşına eleştiriler yönelten şarkının albüme ismini vermesi konusu büyük tartışma konusu olur. Sonunda albümün ismi değiştirilir ancak ortada bir sorun vardır ve albüm için şarkı eksiği vardır. Ne yapalım ne edelim diye düşünürlerken Tony Iommi bir ritm ile çıkagelir. Apar topar sözler yazılır ve liste anlamında tüm zamanların en başarılı Black Sabbath şarkısı ortaya çıkar. Şarkının ismi Paranoid'tir. Şarkının ismi albüme verilir. Albüm yayınlandığında hem İngiltere hemde daha sonra Amerika'da büyük ilgi görür. Albümden yayınlanan ikinci single "Iron Man" o dönemlerde liste başarısı elde edemez ama ilerleyen yıllarda önemli bir klasik haline gelir. Konserler ve turneler bütün sene boyunca devam eder...


1971 yılına gelindiğinden üçüncü albümün hazırlıkları neredeyse tamamlanmıştır. "Master of Reality" yine İngiltere ve Amerika'da büyük ilgi görür  "Children of the Grave" ve "Sweet Leaf" başlı başına birer hit haline gelir. Dönemin müzik eleştirmenleri albüme saydırdıkça saydırır ancak beklentilerin aksine dinleyiciler daha da ilgi gösterirler. Master of Reality sonrasında sonu gelmeyen turneler yüzünden grup bitap düşer ve uzun bir sessizlik dönemi başlar.


Bu dönemin sonu "Cornucopia" şarkısı ile gelir. Albüm yavaş yavaş şekillenir ve Snowblind adı verilir. Tam albüm onayı gelecek iken plak şirketi olayın sonunun uyuşturuyuca bağlanacağını anlar ve albüme Black Sabbath Vol. 4 ismi verilir. Bu son dakika değişikliği birçok kişi için Black Sabbath diskografisindeki en saçma sapan albüm ismini ortaya çıkartır. Zaten toplulukta olaya sonradan uyanır ve bu isimden nefret ederler. Bu dönemlerde Ozzy artık iyiden iyiye müptelalılığın dibini görmüş durumdadır. Bu hengameye rağmen albüm başarılı olur. Grup bu dönemlerde Amerika ile İngiltere arasında mekik dokumaktadır. Müptelalık olayları sıkıntı yaratır hale gelince İngiltere'ye geri dönerler.


1973'e gelindiğinde "Sabbath Bloody Sabbath" yayınlanır. Albüm hazırlıkları İngiltere'deki bir kalede başlar ve hücrelerden çok etkilenirler. Sonunda yeni bir şeyler denemek için Yes klavyecisi Rick Wakeman gelir ve "Sabbra Cadabra" şarkısında grup için yepyeni şeyler denerler. Albüm yine büyük ilgi görür ve bu defa müzik eleştirmenlerinden de olumlu notlar alırlar. Albümün hemen ardından California Jam festivalinde Deep Purple, Eagles, Emerson, Lake & Palmer gibi gruplar ile sahne alırlar. Festivalin bir bölümü televizyondan da yayınlanınca Amerika genelinde büyük bir dinleyici kitlesine ulaşırlar.


1975 yılına gelindiğinde "Sabotage" albümü yayınlanır. Müzik eleştirmenlerine göre çok önemli bir albüm olsa da, dinleyicilerden ilgi görmez. Bunda belki yayınlanan ilk single'ın etkisi vardır;  "Hole in the Sky" Aslında şarkı çok başarılıdır ancak dinleyiciler için "Symptom of the Universe" zaman içerisinden en ön plana çıkan şarkı haline gelir. Albümün satış başarısızlığının ardından grubun ilk best of albümü yayınlanır. Albüme "We Sold Our Soul for Rock 'n' Roll" adı verilir ve özellikle Amerika'da büyük ilgi görür.

Technical Ecstasy albümünün kayıtları sıkıntılı başlar. Ozzy Osbourne geleneksel hale gelen Black Sabbath'tan sıkıldım moduna girip uyuşturucu ile fazla haşır neşir olmaya başlar. Albüm kayıtları bu ortamda gerçekleşir. Klavyelerde Gerry Woodruffe albüme dahil edilmiştir. Tüm bu karmaşa ve değişikliğin ışığında ortaya çıkan albüm başarılı değildir. Bu defa hem eleştirmenler hemde dinleyiciler tarafından beğenilmez. Albümden güzel bir tat bırakan ender parçalardan en önde geleni ise muhtemelen "Dirty Women" olur. Bu albüm faciasının ardından Ozzy gruptan ayrılır. Yerine konserleri kurtarmak için Dave Walker gelir... Durum ne kadar kurtarılır bilinmez, sonuçta Ozzy  her türlü manyaklığına rağmen grubun önemli bir figürüdür...


Ozzy kendi grubunu kurar ancak bir şekilde tekrar anlaşırlar ve "Never Say Die!" yayınlanır. Albümün biraz zorla kaydedildiğinden mi, tüm kadronun uyuşturucu içinde yüzmesinden midir bilinmez ortaya başarısız bir albüm çıkar. Bir şekilde turneler ve konserler ile desteklenerek albümün promosyonu yapılır ama Black Sabbath artık eskisi gibi olmayacaktır. Albümün arkasından 1980'lerin başında Heaven and Hell albümünden vokalleri rahmetli Ronnie James Dio üstlenir ve bir süre devam eder. Arkasından 1983 yılına "Born Again" albümünde Ian Gillan bu role geçer. 1986 yılına yayınlanan "Seventh Star" bu defa kadroda yer yerinden oynar. Bu değişimler seneler boyu devam eder. Ta ki "13" albümüne kadar. Onun da incelemesini buradan okuyabilirsiniz. Hoş bu albümde de eksik parça Billy Wand olur...

 The Ultimate Collection'ın şarkı içeriğine bakmamız gerekirse;
Disc: 1 1. Paranoid2. Never Say Die3. Iron Man4. Black Sabbath
Disc: 2 1. Children of the Grave2. Jack the Stripper/Fairies Wear Boots3. Changes4. Rat Salad
Disc: 3 1. Sweet Leaf2. War Pigs/Luke's Wall3. Sabbath Bloody Sabbath
Disc: 4 1. Hole in the Sky2. Symptom of the Universe3. Spiral Architect4. Rock 'n' Roll Doctor
Disc: 5 1. Dirty Women2. Evil Woman (Don't Play Your Games With Me)3. A Hard Road
Disc: 6 1. Lord of This World2. Deathmask/Into the Void3. Behind the Wall of Sleep4. Snowblind
Disc: 7 1. Tomorrow's Dream2. The Wizard3. N.I.B.4. Electric Funeral
Disc: 8 1. Embryo2. Killing Yourself to Live3. Am I Going Insane? (Radio)4. Wicked World5. It's Alright
Şarkı listesine dikkatlice bakarsanız altı şarkı Paranoid albümünden, beş şarkı Master Of Reality albümünden,Vol 4, Sabbath Bloody Sabbath, Sabotage ve Technical Ecstasy albümlerinden üçer şarkı, Never Say Die! albümünden ise iki şarkı seçilmiş. Bunlar dikkat ederseniz Ozzy'li yıllar.

Ancak ismi "The Ultimate Collection" olan yani "Nihai Koleksiyon" diye nitelendirilen bir albümde bundan çok daha fazlası olmalıydı. "Neon Knights", "Children of the Sea" "Heaven and Hell" "The Mob Rules" hatta "Headless Cross" gibi şarkılar dinleyiciler için Black Sabbath klasiklerindendir.


Ancak Black Sabbath söz konusu olunca ardı arkası kesilmeyen ancak bir yandan da adı konulmamış bir rekabet olduğu kesin. Genel olarak yayınlanan best of albümleri 1970 ila 1978 dönemini içerirken Ronnie James Dio'un olduğu albümlerin best of albümü Black Sabbath: The Dio Years gibi bambaşka isimlerle yayınlanır. Bu senelerdir bitmeyen hengame, 2 CD veya 4 plaktan oluşan bu sete de gölge düşürüyor. Albümde gerçekten başarılı bir remaster çalışması yapılmış ve etkileyici bir durum söz konusu. Ayrıca iç kitapçığın baskısı hatta şekline kadar özenilmiş. Ancak yine de bir şeyler eksik.

Elinde hiçbir Black Sabbath albümü olmayıp bir seçki edinmek isteyenler için en azından 1970-1978 aralığı için güzel bir seçenek. Eğer elinizde albümler var ise remaster hatırına alınır mı derseniz, bütçeniz el veriyor ise neden olmasın derim...

Yazının başlarında sonra dediğim konuyu da yazının sonuna ekleyeyim, ne yapın edin "Ben Ozzy" kitabını edinin. Black Sabbath'ın bazı dönemlerinin karanlıkta kalması ve şehir efsanelerinin bol olmasının sebebini kitabı okudukça anlayacaksınız. Hayatının çoğu döneminde kafası dumanlı olan grup üyeleri bir çok anekdotu hatırlamadığı hatta bazı olayların olduğunu yıllar sonra idrak edebilmeleri gayet doğal gözüküyor.  Ayrıca kitabı okudukça Ozzy Osbourne'un nasıl bir ruh hastası olduğunu daha rahat anlayacaksınız. Ufak bir ekleme, grubun geri kalanı da sütten çıkmış ak kaşık değilmiş tabii ki :)

Yorumlar