Hayatım boyunca monitör karşısında olduğumdan, kendi özel zamanlarımda ekrandan mümkün olduğunca uzak durmaya çalışırım. Bir film seyredeceğim zaman uzun uzun araştırır, seveceğimden mutlaka emin olduğumda seyrederim. Bu durumu bütün gün bilgisayar karşısında çalışan okuyucularımız varsa çok iyi anlayacaklardır. City Of God (orijinal adı Cidade de Deus- Tanrı Kent) filminin konusunu okuduğumda tam benim sevdiğim tarz bir film diyerek DVD’sini almıştım. Gerçekten yükselen Güney Amerika sinemasının güzel örneklerinden bir tanesi bana göre. Ancak konusu pek yenilir yutulur değil.
Brezilya’nın meşhur Rio de Janeiro kentini güzelleştirmek ve suç oranını düşürmek için kentin dış semtlerinin yeni alanlara taşımak gibi son derece zeka ürünü bir proje başlatılıyor. “Cidade de Deus” oluşturulan gettolardan bir tanesi. Zaman içerisinde her türlü suçun, uyuşturucunun merkezi haline gelen bu getto’lar ilerleyen yıllarda Rio de Janeiro büyüdükçe, kentin sınırları içerisine dahil olmuş. Bu mahallede yaşanan iktidar hikayesini ana konu olaral anlatan film, bir çok alt parçada karakterlerin özel yaşamlarından kesitler sunuyor. Filmin en önemli özelliği bence senarist de dahil olmak üzere, oyuncularında bu bölgenin insanı olmaları. Film, bir iktidar mücadelesini anlatınca, haliyle şiddet filmin ana konusu haline geliyor. Bu yüzden alıp mutlaka seyredin diyemiyorum, herkesin özellikle de çocuklu ailelerin seyretmekten hoşlanacağı türden bir film değil. Bu arada bir not; geçtiğim ay içerisinde Brezilya ordusu (bakın polisi demiyorum) benzer semtleri temizlemek için tanklar ve helikopterlerin desteği ile bir operasyon başlattı. Sokak sokak süren çatışmalar sırasında dökülen kanın yanında helikopter bile düşürülmüş olması bu gettoların günümüzde ne durumda olduğunu gösteriyor.
Devamını okumak için tıklayınız (yeni sekmede açılır)
Yorumlar
Yorum Gönder