Boris Vian Dinlerken!



Başlığa bakıp şaşıranlarınız olacaktır eminim ki; Boris Vian dinlemek! 39 yıllık kısa ömrüne çok iş sığdırmayı başaran Vian’ın müthiş kitaplarını duymayan yoktur. Okuyan ise sanırım biraz daha azdır. Okuyup anlayan, anlamaya çalışan ise daha da az olabilir. Anlamak derken, üzerinde kafa patlatmaktan bahsediyorum. Kitap okumak böyle bir şeydir ya işte. Okursunuz geçersiniz veya okursunuz sonra bir daha okursunuz, biraz ilerlersiniz, sonra dönersiniz. Bu döngüde kelimeler daha da anlamlı hale gelir. Yavaş yavaş sorgulamalar başlar. Sonra başka kitaplara göz atmak gerekir. Arkasından aynı satırlara geri dönmek. Kısacık bir kitabı bitirene kadar yüzlerce sayfa okumuşsunuzdur.

Benim Boris Vian’la tanışmam nasıl oldu hatırlamıyorum. Herhalde okuldayken gördüğümüz Fransızca edebiyat derslerinde olabilir. Sonra üniversite zamanında tekrar döndüm Vian’a. Bu kez romanların arkasındaki temellere bakmak, onları anlamak istiyordum. Bu dönemde internet ortalarda olmadığından -daha doğrusu ortalarda olmasına rağmen bilgisel zenginlik yoktu- bir konuda araştırma yapmak için klasik yöntemlere başvurmak gerekiyordu. Kitaplar ve ansiklopediler. Ben yaşlardakiler için ansiklopedinin önemi büyüktür. En büyük bilgi kaynağı onlardı. Hatta gazeteler ansiklopedi vermek için birbirleri ile yarışırlardı. Bilmem kaç kupon biriktirip, ansiklopedi ciltlerini alırdınız. Ansiklopedi derken, öyle üç beş cilt değil, 15-20 hatta daha fazla ciltten bahsediyorum. Herkesin evinde kendi imkanı ölçüsünde öyle veya böyle edinilmiş ansiklopediler vardı. Haliyle kitaplıklar vardı. Bugünkü gibi salonda masa üstlerinde süs niyetine duran az yazılı bol resimli kitaplar ise daha ortalıklarda yoktu. O zamanlar kitaplıkların doğal süsleriydi ansiklopediler. Bazıları için ise gerçek bilgi kaynaklarıydı. Sanırım zihniyetler pek değişmiyor sadece araçlar değişiyor. Bu arada konuyla ilgili aylar önce burada biraz karalama yapmıştım.

Yorumlar