Gnawa müziği Kuzey Afrikaya özgü bir müzik tarzıdır. Aslına bakarsanız kökeni bu bölgenin İslam dinini kabul etmesi döneminin çok öncelerine kadar uzanır. Bölgenin geleneksel müziği ve dansı ile birleşmiş, kaynaşmış ve günümüze kadar gelebilmiştir. Müzik, "lila" adı verilen ayin diyebileceğimiz törenlerde, ibadet olarak icra edilir. Maalem denilen usta bir müzisyenin - üstat- liderliğinde bir grup müzisyen ve dansçı tarafından icra edilir. Melodiler ve hatta dans figürlerinin kökenleri Sahra çölünün altı hatta Batı Afrika'ya kadar uzanır. Özellikle Fas ve Güney Batı Cezayir'de son derece popülerdir. Tabii ki zaman içerisinde ilk önce tüm Kuzey Afrika'ya yayılmış, arkasından özellikle Fransa vasıtası ile Avrupa'da tanınmış ve sonrasında tüm dünyada ilgi görmüştür.
"Gnawa" veya çoğul haliyle "Gnawi" kelimesinin orjinali "Kanawa"dır. Bu sözcük Hausa-Fulani Emirliğinde yaşayanları tanımlamak için kullanılırmış. Bu bölge daha doğrusu emirlik Nijeya sınırları içerisindedir. Yıllar boyu Fas Krallığı ile askeri, ekonomik ve kültürel anlamda müttefikler imiş. Bu iki halk birbirlerinden çok etkilenmiş ve zaman içerisinde kültürel olarak birbirlerini çok etkilemişler. Faslı din alimleri bu bölgede çok aktif iken, bu bölgenin yöresel müziğini yapan müzisyenler Fas'ta büyük ilgi görmüşler. Zaman içerisinde "Maalem" yani usta müzisyenler büyük saygı görür hale gelmişler ve müzikleri geniş kitlelerce sevilmiş.
Bir Gnawa şarkısının temelinde belirli bir cümle veya kelimenin tekrarlanması vardır. Aslında bir şekilde zikir ile benzerlik gösterir. Şarkıların pratikte belirli bir uzunluğu yoktur ancak saatler boyu devam edebilir. Zaman içerisinde farklı şarkılar birleştirilerek daha uzun şarkılar oluşturulmaya başlanmıştır. Melodiler ise büyük ölçüde Afrika müziğinin vokal tarzına uygun melodiler içerir. Vokal tarzı ve ölçüler blues ile benzerlik gösterir. Zaten blues müziğinin kökeninde Batı Afrika vardır...
Gnawa müziğini farklı kılan bir diğer şey ise Qraqab adı verine ve ağır demir kastanyetler, 3 telli lüt tarzı hajhuj veya gimbri hemen dikkat çeker. Kuzey Afrikadan aşağıya doğru indikçe vurmalıların etkisi artar. Müziğin içerisine davullar daha sıklıkla girmeye başlar. Bu davullara "tbel" denir. Hajhuj bir şekilde banjonun atası olarak kabul edilir. Gnawa hajhuj müzisyenleri 19. yüzyılda banjo çalma tekniklerini baştan aşağı değiştirmişlerdir, özellikle de gövdenin bir nevi vurmalı çalgı gibi kullanılması konusunda.
Gnawa kendi içinde kuralları olan bir ayin/ibadet şeklidir. İlk bölüm evrenin ve dünyanın yaradılışını anlatır. Bu bölümde yedi renk ile tasvir edilen evliyalar anılır. Tüm bölümlerde moqadma veya shuwafa adı verilen bir nevi algıları normal insanlara göre daha açık olan kahin diyebileceğimiz kişiler, ayini idare ederler. Eğer gerekirse aksesuar ve giysilerde değişiklik yapılarak ayine katılanların farklı varlıklar (tahminen cin) tarafından kontrol edilmesini sağlarlar. Bunun sonucunda ortaya "jedba" adı verilen dans çıkar. Dans edenlere müzisyenler ellerindeki qraqab veya krakebs adı verilen vurmalılar ile eşlik ederler. Bu süreç kurban kesilmesi ile devam eder. Ancak burada Afrika geleneklerinden gelen hayvanlarda kullanılabilir. Bu ayin bazen tüm gece boyunca sürebilir.
Zaman içerisinde Gnawa müziği ve ayinler modernleşmiş olsa da, kapalı kapılar arkasında eski geleneğe uygun ayinler devam etmektedir. Gnaoua World Music Festival of Essaouira adı altında düzenlenen etkinliklerle dünyanın dört bir köşesinden gelen müzisyenlerle müzik tarzı gelişmeye devam etmektedir. Bazı açılardan olayın dini boyutu arka plana gitmiş ve kültürel hatta sanatsal bir olay haline gelmiştir. Pharoah Sanders, The Wailers, Paolo Fresu, Keziah Jones ve Omar Sosa gibi isimler zaman içerisinde özellikle Fas'ta yapılan Gnawa müzik festivallerine katılmış isimlerdir. Avrupa'ya çeşitli sebepler ile göç eden müzisyenler rap, reggae, jazz ve rai gibi farklı müzik tarzları ile Gnawa müziği birleştirerek çok renkli ve kültürlü eserler ortaya koymuşlardır.
Gnawa müziğinin farklılıklarını Maalem yani üstat etkiler. Hatta imza haline gelen tarz aile içerisinde uzun seneler boyunca değişmeden icra edilir. Maalem yani üstat müzisyen aynı zamanda shuwafa yani durugörür/kahin olabilir. Bu durum babadan oğula da geçebilir. İsterseniz şimdi çok bilinen birkaç Gnawa müzisyeninin ismini zikredelim.
Mahmoud Guinia, Kral lakaplı müzisyen Pharaoh Sanders ve Carlos Santana gibi isimlerle çalmıştır. Ailesinde kendisi gibi üstatlar vardır. Hatta Zaida Gania, çok tanınan bir durugörüra ve falcıdır. Hatta kadınlardan oluşan bir Gnawa topluluğunun lideridir.
Brahim Belkane, Led Zeppelin, Robert Plant, Adam Rudolph, Randy Weston ve Jimmy Page ile tanışmış ve müzik yapmıştır.
Hamid El Kasri, günümüz gnawa müziğinin en önemli isimlerinden birisi olarak kabul edilmektedir. Berberi kökenli müzisyen cok erken yaşlarda çok ilgi çekici ses rengi ile tanınmıştır. Afrika'nın kuzeyinden bir müzisyen olduğu icin güney tarzından farklı bir tarzı vardır.
Abdellah El Gourd - Genç yaşlarında radyo teknisyeni iken müziğe başladı. Randy Weston, Archie Shepp gibi caz müzisyenlerinin yanında blues müzisyenleri ile de çalışmıştır. 90'lı yıllarda Grammy Award almıştır.
Abdeslam Alikkane. Yine Berberi bir müzisyen. Gnawa müziğinin iyileştirici etkisi üzerinde yoğunlaşan müzisyen Peter Gabriel gibi isimlerle müzik yapmıştır.
Abderrahman Paca - Efsanevi Nass El Ghiwane topluluğunun önemli isimlerinden birisi ve kurucularındandır. . 1960'lı yıllarda Jimi Hendrix ile çalmıştır.
Hassan Hakmoun garip bir hayat hikayesi olan bir müzisyendir. Çok küçük yaşlarda sokaklarda yılan dansı gösterileri ve ateş oyunları yaparken müzik yapmaya başlamış ve Peter Gabriel gibi isimlerle müzik yapmıştır. Annesi çok saygı gören bir iyileştiricidir.
Fath-Allah Cherquaoui en genç Gnawa müzik üstadıdır. Tamamen müziğin dini tarafına odaklanmış ve geleneksel enstrümanları modernleştirmiştir. Yeni kastanyetler ve elektro sazlar ile farklı bir tarzı vardır. Ailesinde çok sayıda müzisyen ve durugörür vardır.
Yorumlar
Yorum Gönder