Ülkemizde punk müzik üzerine bol bol yazılır çizilir. Sex Pistols'dan bol bol bahsedilir. Bazen Ramones bazende The Clash telaffuz edilir. Ancak punk ortaya bir anda çıkmamıştır. Suicide, Death (rahmetli Chuck Schuldiner'in Death'i değil tabii ki) Deviants, Pink Fairies, The Stooges dolayısıyla tabii ki Iggy Pop ve Pere Ubu gibi isimleri de mercek altına almak gerekir.
Bu noktada meraklılar bu konularda harika yazılar yayınlanan Mojo gibi bağımsız dergileri takip edebilirler. İnternet üzerinden eski sayıları çok ucuza alınabilir. Neyse efendim. Konumuz Nico.
Nico ismi bir şey ifade etmediyse okumaya devam... Nico (asıl adı Christa Päffgen, 1938 - 1988) Alman müzisyen. Sadece müzisyen değil, moda mankeni, sinema oyuncusudur. 1960'lı yıllarda Nico'nun dahil olduğu bir olay daha var. Warhol'un Superstar'larından bir tanesi. Malum pop-art dünyasının içerisinde de oldukça önemli bir figür haline gelmiş. Ancak en önemli vukuatı The Velvet Underground'ın efsanevi (veya çılgın) başlangıç albümü The Velvet Underground and Nico'dur. Buradaki Nico tabii ki yazımıza konu olan Nico'dur.
Nico'nun ilerleyen yıllarda solo kariyeri başlıyor. 1960'lar ve 70'lerde fırtına gibi esen yılların ardından 1980'lerde bile müziğe devam etmiştir. Film oyuncusu olarak Andy Warhol'un son derece acayip Chelsea Girls (1966) filminin yanında bir sinema klasiği olan Federico Fellini'nin La Dolce Vita'sında (1960) da görünür. Yaşamı boyunca er**in gibi kötü alışkanlıkları (ki bırakmak girişimi olup olmadığını bilinmiyor) olmasına rağmen overdose'dan değil bisiklet kazasında ölmüştür. Meraklılar mutlaka The Velvet Underground and Nico'yu edinsinler.
Devamını okumak için tıklayınız. (Yeni sekmede açılır)
Yorumlar
Yorum Gönder