Alican & Soner



Hep klasik müzik yazacak değiliz ya, bu sayıda size Türkiye'de elektronik müziğin “dahi çocukları” olarak adlandırılan ve gerek Türkiye'de, gerekse yurt dışında ciddi bir dinleyici kitlesine sahip olan genç müzisyenler “Alican & Soner”i tanıtayım istedim.

Alican Yüksel ve Soner Ince ilkokuldan beri çok yakın arkadaşlar. Elektronik müzikle tanışmaları ise ortaokul sıralarında birer bilgisayar fanatiği olarak oynadıkları oyunların müziklerini dinleyerek oldu. Lise çağlarında ise eğlenmek için bilgisayarlarında elektronik müzik yapmaya başladılar. Üniversite yıllarında ise elektronik müziğe olan ilgileri daha da arttı ve İstanbul'da yapılan çeşitli elektronik müzik etkinliklerine dinleyici olarak katıldılar.

Bir konferansta müziklerini yakından izledikleri ünlü DJ/prodüktör Murat Uncuoğlu ile tanıştılar ve bu tanışma onların piyasaya adım atmalarını sağladı. Uncuoğlu ile gelişen dostlukları sonrası birlikte birçok projeye imza attılar. 2004 yılında ise yurt dışındaki plak şirketleriyle ilk anlaşmalarını yaptılar. Şu anda da beraber kurdukları “Teknikal Rotation” adlı plak şirketiyle albümlerini internet üzerinden satışa sunuyorlar.

Ayrıca yurtdışı ve yurtiçinde çeşitli müzik etkinliklerinde DJ olarak sahne alıyorlar. Buralarda sadece bilgisayar ve özel yazılımlar kullanarak canlı müzik yapıyorlar. Bu konu çok enteresan, nasıl olduğunu yazının ilerleyen bölümlerinde size detaylı anlatacağım.

Türkiye'de İstanbul dışında Bursa, İzmir, Ankara, Eskişehir gibi şehirlerde de zaman zaman sahne alıyorlar. Yurt dışında ise Hollanda ve Almanya'da peformans gösterdiler. Geçen sene Almanya Dortmund'da düzenlenen dünyanın en büyük dans müziği festivallerinden olan “Love Parade”de de çaldılar ve çok başarılı oldular. Bu festivale 1.5 milyon kişi katılıyor ve bir otoyolun büyük kısmı o gün için kapatılıyor, 40 tane TIR sahne etrafında dönüyor, seyirciler hangi müzik hoşlarına gidiyorsa o TIR'ın etrafına toplanıp dans ediyorlar.




Yine Amsterdam'da ki Paradiso'da da başarıyla çaldılar. Ayrıca FG 93.7'nin düzenlediği “Electronica Festival Istanbul” ve dünyaca meşhur “Global Gathering” festivalinin İstanbul ayağında da çaldılar.

Alican ve Soner şu anda FG 93.7 ve Lounge 102'nin müzik prodüksiyonu işleriyle de ilgileniyorlar, ayrıca FG 93.7'de her hafta kendi programları var. Bu programların ikinci saatinde ise yabancı DJ'leri konuk ediyorlar. Bu konukların arasında Dave Seaman, Deep Dish, James Zabiela, Guy Gerber, Max Graham, Anthony Pappa, Nic Franciulli, Stephan Bodzin, Dusty Kid, Audiofly gibi ünlü isimler var. Ayda bir kere de “Ghetto”nun üst kısmında açılan “Session”da sahne alıyorlar. Yine Candan Erçetin'in “Melek” adlı CD'sinin remixlerini de yapmışlar.

Hepimizin bildiği gibi bir diskoda ya bir grup gelir ve canlı müzik yapar, ya da bir DJ sahne alır ve CD'lerinden parçalar çalar. Bilgisayar sektöründe ki son gelişmelerden sonra buna bir de bilgisayarda özel yazılımlar kullanılarak yapılan canlı müzik türü eklendi. Basitçe anlatırsam bir DJ elinde laptopu ve bir ses kartıyla geliyor. Laptopunu ses kartına, ses kartını da ampliye bağlıyor ve hiçbir müzik enstrümanı olmadan, sadece bir yazılım kullanarak canlı müzik yapıyor.


Alican ve Soner bunu biraz daha geliştirerek ikili olarak sahne alıyorlar ve tamamen o anki havalararıyla, önceden hazırladıkları soundları sahnede canlı olarak mix edip bir tür “emprovize” müzik çalıyorlar.. Kullandıkları aletler ise, birer MacBook, M-Audio Firewire ses kartı ve Evolution Mixer Controller. Yazılım olarak da “Ableton Live” ve “Logic” kullanıyorlar.

Bir yazılımla nasıl canlı müzik yapılıyor konusu oldukça teknik ve karışık bir konu, ama aşağıdaki linkte güzel bir tanıtım videosu var. Konu hakkında detaylı bilgi isteyenler seyredebilir. www.ableton.com/live-for-djs

Şimdi aklınıza bir soru gelebilir. “Peki arkadaş, sen ballandıra ballandıra anlatıyorsun da, Alican ve Soner'i hiç gidip dinledin mi?” diye sorabilirsiniz. Yaptıkları çalışmaları dinledim tabii, ama canlı müziklerini hiç dinlemediğimi itiraf edebilirim. Aslında düşünmedim de değil ama diskoya gitmiş olsaydım, herhalde kapıdaki arkadaş “ amca sen yolunu kaybettin galiba, dur sana bir taksi çağırayım, zaten yatma vaktini de epeyce geçirmişsin, git yat sana göre değil buralar” derdi.

Ama ilk fırsatta bütün riskleri göze alarak kısa bir süre de olsa canlı performanslarını izlemeye gitmeyi düşünüyorum!!
Not: google'da “alican soner” diye bir arama yaptım, 59.900 tane sonuç çıktı ve haklarında bir sürü dilden yazılar gördüm. Gençlerin yurt dışında da gerçekten sıkı bir hayran kitlesi varmış. (Rusya'dan bile var) İkilinin çalışmalarını merak edenler aşağıdaki linkten dinleyebilirler.
http://www.myspace.com/alicanandsoner

S.B
http://beskurt.wordpress.com

Yorumlar